Gönderi

992 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
''Benim Yolculuğum''
Nihayet, plânladığım okumalarım, bu yıl için tamamlandı. Geçmişte okuduklarımla birlikte: * 1) Şamanizm (Mircea Eliade)
Şamanizm
Şamanizm
2) Gılgamış (Jean Bottero)
Gılgamış Destanı
Gılgamış Destanı
3) Zerdüşt - Avesta
Avesta - Zerdüştilerin Kutsal Metinleri
Avesta - Zerdüştilerin Kutsal Metinleri
4) Upanishadlar (Korhan Kaya çevirisiyle)
Upanishadlar
Upanishadlar
5) Rigveda (İlahiler) (Korhan Kaya çevirisiyle)
Rigveda
Rigveda
6) Homeros - İlyada ve Odysseus (Azra Erhat - A. Kadir çevirisiyle)
İlyada
İlyada
Odysseia
Odysseia
7) Tevrat-Zebur-İncil (Yeni Yaşam Yayınları)
Kutsal Kitap
Kutsal Kitap
8 ) Kur'an 9) Alâeddin Şenel - İnsanlık Tarihi
Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi
Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi
* Zihnimde oluşturduğum sıralama. Bugün başlasam bu sıralamayı takip ederdim. Neredeyse tam tersi bir sıralamayla okudum. Edebiyatın 21. yüzyıla kadar aldığı yol düşünüldüğünde, elbette ilk metinlerin okuma zorluğu da göz önüne alınarak, ciddi sabır gerektiriyor ama varılan nokta muazzam.. * Sonuç: Doğayı gerçekten seven ve gerçekten hürmet edenler için, Avesta'yı öneririm. Elbette zor ilerliyor. Ancak kendi adıma, ondan aldığım hazzı hiçbirinden almadım. Bir de Hint mitolojisi var. Mahabharata Destanı. Onu henüz okumadım. Sanırım Rigveda'dan önce okunmuş olsa, Rigveda daha kolay anlaşılabilecek.. Okuyunca göreceğim.. Bütün bunları okuduktan sonra geldiğim nokta: insanlık iğne ile kuyu kazar gibi, birbiriyle, bilerek ya da bilmeden girdiği etkileşimlerle bugünlere gelmiş. Bunu da kavrayabilmek için Alâeddin Şenel'in İnsanlık Tarihi bir başucu kitabı. Elbette bugün 21. yüzyılda, insanlığın hayata bakışı, fersah fersah uzak o günlere.. Belki de zerre uzaklık yok.. Kim bilir.?! Doğaya saygıyla aşılabilecek çoğu sıkıntı.. Ana kucağında.. Bunu adım gibi biliyorum. İnsan gerek kendi doğasına, gerek bütünüyle doğaya saygı duymadığı ve gereğini yapmadığı sürece, eninde sonunda doğa intikamını alır. (Düzeltme) Doğa aslında intikam almıyor.. Akışında, üzerine düşeni yapıyor. Bu günler de bunun tanığıdır. * Alıntılar: * ''Sen kara ya da kırmızı çiğ inekten, beyaz süt çıkaransın.'' (Sayfa: 61) * ''Güzel kanatlı iki kuş, buldukları ağacın altında dostluk bağı kurdular. İkisinden biri incir ağacının meyvelerinden yer, diğeri hiç yemekle ilgilenmez.'' (Sayfa: 165) * ''Süt ineğindeki çiğ sütü tortulayıp olgunlaştıran sizsiniz.'' (Sayfa: 181) * ''Size yakaranı koruyun; hareket hâlinde veya dinlenirken yakarışımı işitin.'' (Sayfa: 182) * ''Onun şanını sabah akşam evlerimizde yüceltiriz. O hiçbir şekilde bozulmamış olandır.'' (Sayfa: 200) * ''Bazıları birbirine karışır, bazıları da ona (denize) akar.'' (Sayfa: 229) * Agni (Ateş): * ''Ey Agni, Angiraslar ağaçtan ağaca saklanan seni buldular. Kuvvetli sürtünmeyle doğdun; Ey Angiraslar, insanlar seni gücün oğlu diye çağırırlar.'' (Sayfa: 365) * ''Yeri ve göğü saygı ayakta tuttu.'' (Sayfa: 478) * ''En yakın, en koruyucu zırh duadır.'' (Sayfa: 499) * ''Ganimet arayan Anavalar ve Druhyular, altmış yüz, evet, altı bin ve altmış altı kahraman uyuştular.'' * DİPNOT: Rakamlarla ilgili tartışmalar var, (Griffith 342). Wilson'a göre 66606 ve Ludwig'e göre 6666. (Sayfa: 516) * ''Uzakta görünen güneş bizi kutsasın; göğün dört yönü hayır getirsin. Kuvvetle sabitlenmiş dağlar hayır getirsin; nehirler ve sular hayır getirsin.'' (Sayfa: 532) * ''..süt, arının balıyla karıştırılır..'' (Sayfa: 593) * ''Bazıları birbirine karışır, bazıları da ona (denize) akar.'' (Sayfa: 229) * ''..bizi birçok beladan uzağa taşıyın, tıpkı suda yüzen gemiler gibi.'' (Sayfa: 685) * ''..Ey ozan, yakına gel ve bağırmaktan çekin, sesin duyulur, o onu dikkate almayacak mı sanırsın.? (Sayfa: 697) * V (Agni) * ''Harika gücü olan kutsal çift birleşti ve bebeğe biçim verip onu oluşturdular. Bilge olanın ipliğini içten içe örerken o, hareket eden etmeyen her şeyin orta noktasını oluşturdu.'' (Sayfa: 808) * DİPNOT: Kutsal çift gök ve yer, bebek de Agni'dir. * XVIII (Çeşitli Tanrılar) * ''Ey kadın, kalk yaşam dünyasına gel; yanında yattığın artık yaşamıyor. Kocan senin bir parçan idi, o senin elini tutmuştu ve sana aşkla kur yapmıştı. Onun ölü elinden taşıdığı yayı alırım, o bizim gücümüz, şanımızdır.'' * DİPNOT: Bu sözler kocanın kardeşi tarafından yengesine, yani ölen erkeğin karısına söylenmektedir. (Sayfa: 822) * XXXIII (Çeşitli Tanrılar) * ''Yüz kere de yaşasa, hiç kimse tanrıların yaşamının ötesine geçemez. Dostumun öldüğünü kabul etmeliyim.'' (Sayfa: 838) * LV (İndra) * ''Ey Ushas, sen ışıkların ilki olarak parlarsın, sen çoğalış kaynağını getirdin. Sen büyüksün, senin Asura tabiatın eşsizdir, altta olanlar, üstteki sana, akrabadırlar. Dairesel yolunda defalarca koşan genç ay, yaşlı olan tarafından uykusundan uyandırıldı. Tanrıların büyüklükleri içindeki yüce bilgeliğine bak; dün ölen bugün yaşıyor.'' * Ushas: Güneş Tanrıçası (Sayfa: 861) * LXXI (Cnanam: Dinin en yüce bilgileri) * ''Brihaspati nesnelere isim verirken, hepsi de kusursuz olan Vak'ın ilk ve en eski sözlerini öne sürdü; onlarla zenginleşen insanlar düşüncelerini sevgiye açtılar.'' * Vak: Söz (..) ''Dostluktan anlamayan tembel insanı kimse değerli işlere sevk edemez. O değersiz bir hayal içinde dolanır durur; işittiği ses ne meyve verir ne de çiçek açar.'' (Sayfa: 882) * ''Ruhlarındaki çabukluk eşit olmayan dostlar, benzer gözlere ve kulaklara sahiptirler. Bazısı ağza veya omuza varan bir sarnıç gibidir, bazısı da yıkanılacak su havuzları gibi.'' (Sayfa: 883) * LXXII (Tanrılar) * ''Tanrıların ortaya çıkışları uyum ve ustalıkla açıklansın; öyle ki bu ilahiler ileride okunduğu zaman insanlar anlasınlar. Bunları, bir demircinin körük ve ateşle şekil vermesi gibi, Brahmanaspati meydana getirdi. Varlık, tanrıların olmadığı bir çağda, var olmayandan doğdu. (..) Sonra çeşitli bölgeler doğdu, bu, yaratıcı güçten ortaya çıktı.'' (Sayfa: 883) * LXXIX (Agni) * ''Agni, sen tanrılar arasında bir suç veya hıyanet mi işledin.? Bunu cehaletimden soruyorum. Sen oynarsın, oynamazsın, altın renklisin, dişsizsin, yiyeceğini bıçakla keser gibi kurbanından alırsın.'' (Sayfa: 889) * LXXXVIII (Agni) * ''İki ayrı yolu işittim: Tanrıların ve ataların yolu ile ölümlülerin yolu. Bütün canlı varlıklar bu iki yoldan seyahat ederler, baba ve ana arasında bulunan her şey.'' (Sayfa: 903) * XCVII (Şifalı Otlar) * ''İnsan kalabalığı içinde, krallar gibi, o da şifalı otlar deposuna sahiptir. Onun adı hekimdir; o düşman öldüren, hastalık kovandır.'' (Sayfa: 916) * ''Ey bitkiler, bedene girip organ organ, eklem eklem nüfuz edersiniz. Ondan, mücadelenin güçlü hakemi gibi, hastalığı uzaklaştırırsınız.'' (Sayfa: 917) * CI (Vişvedevalar) * ''Gemler vurulsun, koşum kayışları bağlansın; saban izi oluşturulsun, içine tohumlar konsun. Şarkılarla yükümüz dolu olsun, olgunlaşmış ürünlere orakla yaklaşalım.'' (Sayfa: 922) * CXIV (Vişvedevalar) * ''Şiir ölçülerinin uygulanmasını hangi ermiş öğrendi.? Ruhun amaç ve hedefi olan Vak'ı (Söz) kim kazandı.?'' (Sayfa: 936) * CXVII (Eli Açıklık) * ''..eli açık dost, eli açık olmayandan daha değerlidir.'' (Sayfa: 939) * CXXIV (Agni vs..) * Konuşan tanrı Agni (Ateş): * ''Ben gizli yollardan tanrısızlıktan ölümsüzlüğe doğru olanı görerek gelirim. Merhametsiz olan merhameti terk ettiğinde ben dostlarımı bırakıp yabancılarda yakınlık ararım. Başka soylarda yakınlık ararken birçok yasa ve düzen buldum. Büyük tanrıya, ataya elveda dedim ve aldırış etmeyerek tapınmaya payımı kazandım.'' (Sayfa: 945) * CXXIX (Bhavavrittam ''Yaratılış'') * ''Başlangıçta ne yokluk ne de varlık vardı. Ne bir hava ne de bir gök vardı ötede. O neyi kapsadı:? Nerede:? Kimin korumasında.? O anlaşılmaz derin şey su muydu.?'' (Sayfa: 948) * CXXXII (Mitra, Varuna) * ''Günahla gelen ölüm, büyük olur..'' (Sayfa: 951) * CXLVI Aranyani (Ormanları ve Vahşi Tabiatı Koruyan Tanrıça): * ''Güzel yağ kokulu, hoş kokan orman tanrıçasına dua ederim. Ormana ait her şeyin anası; o toprağı sürmez ama her yiyeceğin deposudur.'' (Sayfa: 960)
Rigveda
RigvedaAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201863 okunma
·
475 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.