Gönderi

Kafkas İslam Ordusunun silinmez izi
Türkiye'ye gelmeden önce Kahire'de bulunduğum sırada, Kahire'ye gelmiş olan Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Killigil Paşa ile tanışma fırsatını buldum. Nuri Paşa, Azerbaycan'ın kurtarıcısı ve 1918 senesinde Azerbaycan milli cumhuriyetinin kurulmasında emeği geçmiş bir Türk paşasıydı. Sovyetlerin dağılmasından sonra bugün Azerbaycan'a saldıran ve Karabağ'la Nahçivan'ı Ermenistan'a birleştirmek isteyen günümüz Ermeni liderleri gibi, 1918 senesinde Ermeni ileri gelenleri Rus, İngiliz ve Fransızlardan aldıkları silahlarla Azerbaycan'a saldırıyorlardı. Ruslar yüz seneye yakın Azerbaycan'ı sömürge yaptığından, Azerbaycan Türklerini ne orduya alarak askerlik eğitimine tabi tutmuş, ne de harp okullarına alarak subay yetişmelerine müsaade etmişti. Türkistan Türkleri gibi Azerbaycan Türkleri de silah kullanmasını bilmiyordu. Azerbaycan'ı terkeden Rus ordu birliklerinden baskın yoluyla aldıkları toplan ve makinalari bile kullanamıyorlardı. Bunun için Azerbaycan'ın kurtarıcıya ihtiyacı vardı. Bu ise kanı, canı, dili, gelenek göreneği, şiiri, edebiyatı, tarihi aynı olan Osmanlı Türk ordusu olabilirdi. Bunun için de Azerbaycan ileri gelenleri o günlerde iktidarda bulunan İttihat Terakki'nin Başbakanı cennet mekan Talat Paşa'ya başvurarak bizi kurtarınız demiş ve teklif Talat Paşa tarafından iyi karşılanarak, durum Başkumandan vekili rahmetli Enver Paşa'ya bildirilmiş, o da öz kardeşi Nuri Paşa'yı çağırarak bir Tümenle Azerbaycan'a göndermişti. Nuri ve Mürsel Paşalanın kumandası altında Azerbaycan'a gelen 6000 kişilik Türk ordusu Ermenileri susturduğu gibi, Gence'de bir Harp okulu açarak subay yetiştirmekle birlikte, yerli orduyu kurmuş ve batı Türklüğü ile doğu Türklüğü ile birlikte Ermenileri susturduktan sonra, İngilizlerle birlikte Çarlık ordusunun kalıntılarını Azerbaycan'dan, daha doğrusu Bakû'dan kovmuş ve Azerbaycan Cumhuriyetini kurmuştu. İşte ben 1948 senesinde Kahire'de bu cennet mekan Nuri Paşa'yı ziyaret etmiş ve ondan 1918-1920 yıllarının benim ve Azerbaycan Türkleri için kutsal olan hatıralarını sormuşhim. Rahmetli bana o günlerdeki durum hakkında bilgi verdikten sonra 1941 senesinin Kasım ayında kendisiyle birlikte Büyük Harpte Almanlarla müttefik olarak savaşmış olan Hüsnü Erkilet, Ali Fuat Erden ve o günlerde Genel Kurmay ikinci başkanı bulunan Asım Gündüz Paşalar, Alman Büyük Elçisine, Ankara'daki Alman askeri ateşesine, ayru zamanda Büyük Harpte (I. Dünya Harbi) birlikte savaştıkları için 1941 de Alman Genel Kurmayı'nda çalışan eski arkadaşlarına benim yaptığım müracaatın aynısını yapmışlar ve Rus ordusundaki Türk asıllılardan faydalanmanın Almanya'nın hayrına olacağını söylemişler.
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.