Bir Ruhun Anatomisi
"Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyorlarsa da hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar."
"Her birimiz cenneti de cehennemi de içimizde taşıyoruz."
"İyi insan olmak demek insanın kendi kendisiyle uyum içinde olması demektir."
Hayatı boyunca yazdığı tek romanda ortaya koyduğu karakterlerle kendi karakterini yansıttığını düşünen bir yazarın bir solukta bitirilebilecek bir eseriyle geldim bugün sevgili takipçilerim. Yazıldığı dönemde çokça eleştiriye uğramış, sansürlenmiş, sadeleşerek ve yeniden yapılan düzenlemelerle şu anki halini almış yazarının hayatı boyunca yayımladığı tek kitabı.
Üç ana karakterimiz var kitapta… Ana karakter Dorian Gray. Olağanüstü yakışıklılığa sahip. Daha sonra tanıştığı Lord Henry karakterinin yönlendirmeleriyle Hazcılığa yönelmiş; güzellik, zevk, eğlence ve keyfi hayatının vazgeçilmezi olarak tanımlayan, güzelliği sayesinde de kimsenin kendisine kötülüğü yakıştıramadığı, ahlaki bütün yozlaşmalara açık halde yaşayan ruhunu şeytana satmış, yüzü güzel ama karakterine karşı öfkelenip, sinir olmadan okuyamayacağınız ana karakter.
Basil Hallward ise Dorian Gray’ in portresini çizerken onun güzelliğine bağımlı hale gelen, sanatsal potansiyelini onun portresini çizerken ortaya çıkaran ve çizdiği portre için en güzel eserim diyen bir ressamdır. Oscar Wilde bu karakter için kendi hakkında düşündüklerini yansıttıkları bir kahraman olarak bahiste bulunmaktadır.
Lord Henry ise ressamın en yakın arkadaşlarından biri. Soylu sınıfa mensup. Hazcılık üzerine düşüncelerini açıkladığı ve telkinlerde bulunduğu söyleşilerinde evrensel mesajlar içeren bir karakter. Aynı ressam gibi Dorian Gray’ in güzelliğinden ve tanıştığı zamanki saflığından etkilenerek, söylevleriyle onu da etkilemeyi başarmıştır. Daha sonra bu düşünceleri Dorian Gray’ in sonunu hazırlayarak felaketine sebep olmuştur. Yazar bu karakterden de dünyanın kendisi hakkında düşündükleri olarak bahsetmiştir.
Ressamın, Lord Henry ile tanıştıktan sonra Dorian Gray’ in portresini çizerken yaptıkları söyleşi de Lord Henry’nin fikirlerine kayıtsız kalamayan ana karakterin "Keşke benim yerime şu portre yaşlansa ve ben güzelliğimden hiçbir şey kaybetmesem" dileğinin gerçekleşmesi neticesinde yaşadığı olaylar sürükleyici bir tarzda anlatılmış. Başladıktan sonra kimi zaman hüzün, kimi zaman öfke, kimi zaman hırs gibi insani tüm duyguları hissederek okuyacağınız bu romanı bitirmeden elinizden bırakamayacaksınız.
Okurken ilgimi çeken bir başka konu ise güzelliğin insanlar üzerinde bıraktığı o tılsımlı etki. Tüm kötülükleri yüzü güzel olmayan kişilere yorması, güzellere ise hiçbir kötülüğü yakıştırmaması insanların hayattaki en büyük yanılgılarından biri. Bir diğer yanılgımız da toplumun güzellik algısına bakış açısı ile birlikte hayatın gerçek değerini güzellikte, eksiksizlik ve kusursuzluk da arayışımız. Okurken bu düşünceleri sık sık sorgulamanıza sebep olacak ve bitirdikten sonra kesinlikle aynı kişi olmayacaksınız.
Mutlaka okunacaklar listesine dâhil etmenizi önerirken son olarak Kitabın Giriş kısmında yazan bir cümleyle bitirmek istiyorum incelemeyi.
"Ahlaka uygun olan ya da olmayan kitap diye bir şey yoktur. Kitap ya iyi yazılmıştır ya da kötü yazılmıştır. Hepsi bu."
Ahlaki olarak kesinlikle tasvip etmeyeceğim öğeler barındırmasına rağmen gerçekten çok güzel yazılmış bir kitap olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.
Kitapla ve sağlıcakla kalın…
Dorian Gray'in Portresi 
Oscar Wilde
·
63 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.