"Hayat ne kadar güzel. Ama bizim gözümüz kör,
kulağımız sağır…” (s.81).
Doğrusu yaşamın iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin olması biraz da nereden baktığımızla ilgili bir konu. Zira insan, bakış açısına göre en zor koşullarda bile hayatın iyi ve güzel yönlerini görebilir. Bazen de sahip olduğu büyük imkânlar içerisinde küçücük sorunlara takılıp hayatı çekilmez ve çirkin görebilir. Bu yönüyle aslında hayat ne iyi ne kötüdür. Onu çirkinleştiren ve güzelleştiren biraz da bizim bakış açımızdır.
• • •
Yıllar evvel okuduğum bir kitapta iki adam cezaevi penceresinden dışarı bakıyorlardı. Birisi gökyüzüne ve yıldızlara bakıp “Ne muhteşem bir gün!” derken, diğeri de cezaevinin kenarında yağmur sularından oluşan çamur deryasına bakıp “Ne berbat bir gün!” diye konuşuyordu. O nedenle yaşamı olduğu gibi kabul ederek zorlukları ve acılarına karşı göğüs gerebilme ve mutluluğu yakalayabilme adına bakış açımızı çok iyi belirlemeliyiz diye düşünüyorum.
• • •
Bu kadar mı? Elbette bu kadar değil. Bunun yanında hayatın zorlukları, sıkıntıları ve acılarına karşı da bazen rüzgâr karşısında kanat çırpan bir kuş, bazen de kırılmamak için eğilen ağaç dalları gibi olabilmeliyiz. Yoksa nasıl bir kuş esen rüzgârlar karşısında kanat çırpmayı bıraktığında yere çakılırsa, nasıl bir ağacın dalları esnemeyi bıraktığında kırılıp paramparça olursa, insan da zorluklar karşısında mücadeleyi bıraktığında yaşamın dışına savruluyor.
• • •
İşte
Hayat Güzeldir”de orta ve alt sınıf insanların hikâyeleri üzerinden yaşamın güzelliğinin küçük şeylerde gizli olduğunu ve eğer değerlendirebilirsek küçük anların nasıl büyük mutluluklarla dolu olduğunu anlatıyor bizlere. Yirmi bir hikâyeden oluşan kitabında çocukluktan gençliğe ve ihtiyarlığa; acılardan sevgi ve mutluluğa; kötülüklerden iyilik ve güzelliklere; bencillikten yardımlaşma ve paylaşmaya; karamsarlıktan inanç ve umuda hayatın tüm anları ile toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir bakış açısı sunuyor.
• • •
“Güzellik böyledir; çocuk da olsa, yaşlı da olsa,
dilinden anlayanı yüreğinden vurur” (s.62) diyen Kutlu, hikâyelerinde insanı çepeçevre saran yer ve gökyüzüyle beraber, kuş cıvıltıları ve çiçek kokuları arasında doğayla uyumlu bir şekilde insanın huzuru, mutluluğu ve güzellikleri nasıl yakalayabileceğinin ipuçlarını veriyor. Hikâyelerini öyle berrak bir Türkçe ve mizahi bir dille anlatıyor ki her bir hikâyeyi bir nefeste bitiriveriyorsunuz. Ama okuduğunuz hikâyenin tadı ve düşündürdükleri günlerce hafızanızdan çıkmıyor. Bazı hikâyelerdeki karakterlerin yaşadıklarının sizin hikâyenizden alındığı hissine kapılıyorsunuz.
• • •
Özcesi, Kutlu’nun öykülerinde kullandığı basit betimlemeleri, samimi dili ve diyalogları nedeniyle bir oturuşta okunan bu kitabını, hayata bakış açısını gözden geçirmek, bir nefes molası vererek kendini dinlendirmek isteyen tüm okurlara içtenlikle öneririm. “Dalgındı, evet ama ne düşünüyordu acaba? Hatırlamıyor. Direksiyon hâkimiyetini kaybetti. Bir an. Zaten hayat bir andır” (s.49). Hayattaki o anları yakalamak isteyen okurlara…
Sağlıklı ve kitap dolu günler dilerim!
Hayat GüzeldirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20114,186 okunma
Emeğinize kaleminize sağlık.. 👏🏻👏🏻 Mustafa Kutlu'nun çok samimi bir dili var, dinlendirici olarak okunulası kitaplar her biri zannediyorum. İncelemeniz için teşekkürler.. 🙏🏻📚🍀
Uzun Hikâye"yi (#136658478) okumuştum. O kitabının da samimi, içten ve insanı dinlendiren bir dili vardı. Ben de değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.🙏📚🦋