Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
Gözümüzü çevirdiğimiz her yerde en çok göze çarpan olgu şüphesiz değişimdir. Değişimin bizatihi varlığı kendisini dahi yıkandır. "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.". Sadece gözlerimizin değil tüm duyu organlarımızın gözlemlediği bu duyu oyununu, zihni dünyamızda olmadığını söylemek abes kalan bir düşünce olacaktır. Harflerin, kelimelerin, cümlelerin değişimine sözlerin, anlamların, manaların değişimi eşlik eder. Hal böyle olunca bir hakikati ortaya çıkarma adına gösterilen çaba söze sığınmanın ötesine geçmektedir. Buna paralel olarak gösterilen, emin olunan hakikatin doğruluğunu başka bir zaman diliminde kendisine zıt bir doğruluk kabul edilmekte. Burada, kafanın karışmasına aldanılarak metin suçlanmaktadır oysa kafanın karışmasına sebep olan hakikate yanaşmanın eğitiminden uzak modernitenin her şeyi tekleyici hoşgörüsüz kendi krallığıdır. İnsan belirli bir süre boyunca aynı metinle iştigal edip, farklı yollar keşfetmeye başlayınca aklına şüphesiz şöyle bir düşünce gelmeden edememektedir; her söz tevil ediliyorsa mutlak hakikat yok mudur, mutlak hakikat tevil edilmiyorsa anlaşılır mıdır? Hakikatin bizatihi varlığının değişkenliği hakikati yok etmez mi? Yoksa hakikat değişmemekte midir? Yoksa hakikatin değişkenliği midir onu güçlü kılan? Ben burada eksik bir anlamlandırmayla tevili değişkenliğin içine alsamda tevilin genel mantığı; "varolanı", "uygunlaştıralan seviyeye" getirilmesi yolundaki adımlar olacaktır. Bunu yaparken metni bazen direk bazen de değiştirerek alırız. Peki tevilin/değişimin sınırsızlığı var mıdır? En azından bu sınırsızlığın varlığından söz etmek (her ne kadar geniş olsa da) yanlış bir açıklama olacağı için bir sınırının olduğunu söylememiz daha isabetli olacaktır. Bu değişimle metin, varolanın içine girip gücünü insan zihnine akıtacaktır. Bu güç hakikate bulanıklaşmış göze bir gözlükvari oturarak doğruya, gerçeğe yaklaştıracaktır. Bu anlamda değişime uğramak; sınırsız ise güçsüzlük, sınırlı ise güçlülük anlamına gelecektir. Esasen bu sınırlamanın tek görüldüğü yer tek değişmeyen metin olan Kur'an'ı Kerim'dir. Zaten bu "anlam" yolunda tevil, tefsir Kur'an'ın altında kümelenmişken hermenötik, yorumlama da Kitab-ı Mukaddes'in altında kümelenmiştir. (hermenötik, yorumlama yöntemleri Kur'an için ölçüsel olarak kullanılabilir.) Yorumlama sınırsız, tevil sınırlı. Yorumlama ve tevil metni çağa uyarlama adına güç verirken; yorumlama şüpheyi beraberinde getirir tevilde ise usul gerçekleşirse şüpheden uzaklaşır. Metne hoşgörü katacak metodolojileri/usulü bilmek ve kullanabilmek modernitenin değil, post modernitenin ortamında gerçekleşebilecek bir zamandı. İşte bizde, tam olarak bu zamanın içindeyiz, şuan.
Teolojik Hermenötik
Teolojik HermenötikZeki Özcan · Ketebe Yayınevi · 202211 okunma
·
238 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.