Gönderi

224 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Ahtapotun’un Rüyası yazardan okuduğum ilk eser ve kesinlikle son olmayacak. Yazarın dilini, hikayenin akışını ve olay örgüsünü gerçekten çok beğendim. Son zamanlarda herkesin ilgisini çeken neredeyse okumayanı kalmayan Ben Kirke, Akhilleus'un Şarkısı gibi kitapları sevenler bu esere de mutlaka bir şans vermeli. Bahsettiğim kitaplarda Yunan mitolojisinden alınan karakterlerin hikayeleri yeniden kurgulanırken burada Türk Mitolojisinden alınan karakterlerin yepyeni bir kurguyla karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu karakterler fantastik bir kurgunun içerisinde yoğurularak bizlere sunuluyor. Romanda bahsedilen mitolojik karakterlerden bazılarına örnek olarak Dede Korkut, Gulyabani, Şahmeran ve Tepegöz’ü verebilirim. Kitabı okumadan önce belki bu karakterler hakkında küçük bir araştırma yaparsanız çok daha zevkli bir okuma yapabilirsiniz. Son olarak, Türk mitolojisinden haberdar olmak ve “Evet ya böyle de bir geçmişimiz var.” demek açısından da benim için güzel bir okuma deneyimi olduğunu söylemeliyim. Kitabın mitolojik karakterlerinin dışında üzerinde durulması gereken bir diğer noktası, işlediği konu olan bağımlılık. Burada bahsettiğimiz bağımlılık daha çok kişilerin birbirlerine duydukları kuvvetli duygulardan kaynaklanan bir durum. Romanda Gulyabani’nin Şahmeran’a, Tepegöz’ün Dağkuşu’na, Dağ Kuşu’nun Basat’a, Hasan’ın masadaki kadına duyduğu hisler hayatlarını bir anlamda altüst eden ve çevrelerindeki insanlar için çeşitli felaketleri beraberinde getiren bir duygu olarak karşımıza çıkıyor. Hikaye’nin içerisinde, Tatar Çölü’nde gördüğümüz takılıp kalma hissinin bir benzerini karakterler arasında görüyoruz. Bağlılıklarından kurtulmak mı, yoksa bu bağlılıklara boyun eğip kontrolsüzce bir girdapta kaybolmak mı sorgusu kitapta sıklıkla karşımıza çıkıyor. Kitabın sevdiğim noktalarından bir diğeri, sadece ana karakter üzerinden dönen bir hikayenin olmaması. Yan karakterlerden aldığımız haz da oldukça yüksek. Örneğin Dede Korkut'un kendisiyle yüzleşmesi ve Gulyabani’nin talihsiz hikayesi benim için çok tatmin edici oldu. Asıl hikayeye gelirsek eğer o da oldukça etkileyici ve düşündürücü bir macera. Asıl hikayede bağımlılığı ve insanlığı arasında sıkışıp kalan ve bunun sonucunda huzur bulamayan ruhuyla ölüler diyarında takılıp kalan Dağ Kuşu’nun huzur bulmak için girdiği arayışın hikayesine tanık oluyoruz. Son olarak psikolojik bir değerlendirme yapmam gerekirse, zamanı hatalarımız üzerinden değiştirmeye çalıştıkça aslında aynı hataya bizi sevk edenin davranışlarımız olduğunu fark etmemizi sağlayan bir eser diyebiliriz. Eylemin kökeninde yatan hisleri/fikirleri tespit etmedikçe sonsuz bir döngüde dahi değişimin imkansız olduğunu okuyarak fark ediyoruz. Lütfen Ahtapotun Rüyası’nın sizleri hikayesiyle sarmasına izin verin. Herkese iyi okumalar.
Ahtapotun Rüyası
Ahtapotun RüyasıBarış Müstecaplıoğlu · Doğan Kitap · 2021192 okunma
··
232 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.