Gönderi

72 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Bu benim mesleğim ve görevim. Berger'in kurduğu bu cümle bir çok insan için dönüm noktasıdır. Birileriyle bir şeylerle uğraşırken, bıkmış usanmışken bir anda kim olduğumuzu hatırladığımız o an. Her şey birden çok kolay görünür. Herkes yaşamıştır. Bir kere olsun yaşamıştır. Tıpkı bir çocuğun annesinin boynuna sarılması gibi. Bir annem var hissi gibi. Durup dururken gelen bir his. Olduğun kişi olmaktan gelen o anlık memnuniyet. Tarif edememiş olabilirim ama öyle bir his var işte. Kızıl Stefan ZWEİG'in bence yine çok önemli bir novellası. Ben şahsen tüm kitaplarını seviyorum ama bazılarını özellikle tavsiyelik görüyorum. İşte bu kitap da o kitaplardan. Tabii. Bir de fedakârlık mevzusu var. Büyük ihtimalle benim için kitabı liste başına taşıyan da bu oldu. Evet fedakârlık. Ama öyle yalandan değil. Çünkü yalan dolan bulaşmaması gereken, bulaşacak olursa iğrenç duracak bir duygu bu. Tertemiz olması lazım. Son bulacak bir hayatımız var. Bundan eminiz. Buna göre davranmak gerekir, onu da biliyoruz. Fırsat demeyim ama "o an" geldiğinde her zaman hazır olmak isterim. Daha doğrusu o cesarete sahip olmayı... Berger'e üzüldüm mü? Ben böyle şeylere üzülmem. Anlam arayışına ulaşmış hiç bir sona üzülmem. Çünkü hayatının sonuna kadar hiç "yaşamamış" insanlar olduğuna inanıyorum bütün kalbimle. Bu kısacık hayatta "bir an" yaşamak paha biçilmezdir. O anın kıymetini bilenlerden olmak her şeye bedeldir. Kızıl sonunda her şeyin iyi olduğu bir hikâye değil çoğuna göre. Bana göre her şey iyi olmadıysa da anlamını buldu. Bu yaşamaktan çok daha kıymetli. Zaten öleceğiz. Bu laf değil. Gerçekten o an çok yakın olabilir. Sabaha çıkarmayabiliriz. O adımı atamayabiliriz. Bir dahaki nefesi alamayabiliriz. Bize lazım olan bu hayatta gitmeden bir an yaşamak. Ben yapabilir miyim? Bilmiyorum. Fedakârlık çok saygı duyduğum bir duygu ama zor bir olay. Fedakâr diye bildiğim çok insan beni beynimden vurdu. Yani şu tefecilik meselesi. O yüzden önünde saygıyla eğileceğim ama henüz inanacağım kadar yaklaşmadığım bir duygu. Bir kitapta okumak bile bazen umudumu uyandırıyor böyle. Gerçi Berger'in yaptığı tam olarak o muydu ondan da emin değilim... Stefan ZWEİG kalemine sağlık.
Kızıl
KızılStefan Zweig · Zeplin Kitap · 201929,5bin okunma
·
166 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.