Gönderi

88 syf.
·
Not rated
Güp güp güpleyen yas
Çarptı beni bu kitap. Öykü kitabı olarak nitelenmiş ama aslında birbirine bağlı bölümlerden oluşan kısa bir roman bence. Kitabın adı ve bölüm başlıklarını anlamlandırma çabasıyla yazarın konuşma ve söyleşilerini izledim internette. Birgül Oğuz'un sadece yazısının değil konuşmasının da etkili olduğunu söylemeliyim. "Hah" bende birkaç farklı anlam çağrıştırmıştı. Ama idrak etmeye gönderme yapıyormuş. O anlamda kullanılmış. "Hah" yas edebiyatı içinde değerlendiriliyor. Ama dilin inanılmaz kullanımı nedeniyle kitap neredeyse müzikli bir hayat anlatısı. "Bas bas bağıran", "güp güp güpleyen", "canımıza tıslayan", "çat çat çatlayan"... "Hüüüüüüüüüüüüp diye başladı iki gözüm sarı sulu ağağağağağalamağaaaaa" "ağaağaalyrduk... ne çok vardı daha vtemzleycğz hepnz diyrld" Bu çarpan, zorlayan dil kullanımını Birgül Oğuz, yas ve ölümü bir sınır deneyimi olarak görmesiyle, dili o sınırda bozguna uğratma isteği, hissettikleri ve kaybı karşısındaki büyük çaresizliğini anlatmakta dilin yeterliliğine duyduğu şüpheden bahsederek açıklamış bir konuşmasında. Bir de şiir sevmeyen ve okumayan bir kişi olarak benim kendi başıma fark edemediğim bir ayrıntı: "Çık" başlıklı en son öykü/bölüm Thomas Eliot'un "Çorak Ülke" şiirinin "Ölülerin Gömülmesi" başlıklı birinci bölümünün ilk dizesi ile açılıyor: "Nisan en acımasız aydır". Mahalle köpekleri tarafından öldürülen Troçki'den arta kalan kedi biçimindeki boşluk, çok geçmeden gelen ancak boyu bir tuzluk kadar olan Lenin... de var kitapta. Bir de ilginç bir tesadüf Hah'ın ilk bölümü Paul Celan'ın şiirinden bir alıntı ile başlıyor. Bunu okuduktan saatler sonra Landwehr kanalı kenarından yürürken Rosa Luxemburg'un öldürülerek bu kanala atıldığı yerdeki anma plaketine bir kişinin Paul Celan'ın bir başka şiirini bağlayarak bıraktığını gördüm. Hem tuzluk boyundaki Lenin, hem de ölenin ardından tutulan bağlantısı üzerinden bu tesadüf düşündürdü (ve gülümsetti) beni.. Çok uzun yazdım. Buraya kadar okuyan olduysa sağolun sabrınız için...
Hah
HahBirgül Oğuz · Metis Yayıncılık · 2012364 okunma
·
71 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.