Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

572 syf.
·
Puan vermedi
Quasimodo... Hayatımda okuduğum ya da gördüğüm en bahtsız insanlardan birisi. Okurken hep o kadar kötü hissettim ki... Toplum tarafından sadece dış görünüşü yüzünden dışlanmış, hakaretlere uğramış, hiç sevilmemiş. Üstüne üstlük bir de sağır, kör, topal... Başı bir kere bile okşanmamış, herkes ona canavar demiş ancak içi o kadar yumuşak ki... Ona bu kadar kötü davranan insanlar varken o içini temiz tutabilmiş. Notre Dame'da, yuvasında tertemiz kalabilmiş biri. O dönemde bir Parisli olsaydım nasıl karşılardım bilmiyorum ancak okurken kalbimde bir yerler o kadar acıdı ki. Keşke mutlu bir sonu olsaydı, cidden en azından hikayenin sonunda kalbimin burukluğu giderdi. Esmeralda Ya bu kızın çok özür dilerim ama aptal olduğunu düşünüyorum. Kitabın sonunda yaptığı hareket... Anneni bulmuşsun ama sen sana değer vermeyen birisi yüzünden kendini tehlikeye atıyorsun ve sonun ölüm ile bitiyor. Esmeralda'dan çıkartacağım ders bu kadar aşık olmamak olurdu. Ki ben aşk olduğunu da düşünmüyorum bu kitaptaki çoğu karakterinin hissettiğini. Saf bir aşk varsa belki de Quasimodo'nundu. Esmeralda'nınki takıntıdan ve güce aşık olmaktan başka bir şey değildi. Claude Frollo Gençliğinin ilk yıllarında hayatını bilime adamış, bilim harici hiçbir şeyle ilgilenmemiş ancak veba salgınından sonra öksüz ve yetim kalan kardeşi için okulu bırakıp papaz olmuş ve kadınlardan nefret etmiş biri. Hayatın garip tarafı da sonu bir kadına olan aşkından olacak olan papaz... Uzun yıllar boyunca bastırdığı aşk, şehvet gibi duyguların bir gün esiri olması ve sonunda ölüm ile cezalandırılması beni şaşırtmadı. Bence onun için gerekli bir sondu zaten. Bu arada papazın da sadece bir takıntı kurbanı olduğunu düşünüyorum. Aşkı takıntıdan başka bir şey değildi. Belki Esmeralda olmasa başka bir kadına aynı şeyleri hissedecekti. Bastırdığı hisleri illaki bir gün çıkacaktı. Diğer karakterlere gelirsek; Pierre yani filozofumuz... Trajedi yazarı ve yaşamayı deli gibi seven bir filozof. Esmeralda'nın annesi... Tüm kitap boyunca belki de bu kadına üzüldüm. Bir Quasimodo bir de bu kadın... En sonunda Tanrı'ya ettiği "lütfen bir dakika dahi olsa göreyim duası" gerçekleşip cidden sadece birkaç dakika görmesi beni kalbimden bıçakladı. Keşke daha fazla zamanları olsaydı. Kızını iki kere kaybetmek çok kötü bir şey olmalı. Bir de tabii ki de Phoebus... Kendisi asla evlenilmeyecek erkeklerden birisi. Kendisiyle evlenen güzel hanımefendinin sonu büyük ihtimalle hüsranla sonuçlandı. 5-6 tane çocuk sahibi oldular ve Phoebus her gece başka birisinin koynundaydı. Böyle erkeklerden uzak durun lütfen. Kendinize edersiniz Şimdi sıra geldi en sevmediğim kısma... Kitapları pek iyi ya da kötü bir biçimde etiketlemeyi sevmiyorum. Karakterlere kendi düşüncelerime göre yorumlamak daha doğru geliyor. Amma kitap ile alakalı kendi düşüncelerimi söylemem gerekirse -ki bunun profesyonelce olmadığını, 17 yaşında bir gencin düşünceleri olduğunu hesaba katmak gerek- kitap gayet akıcı ancak bu akıcılığa ulaşmak için ilk sayfalardaki yoğun Paris tasvirlerini atlatabilmeniz gerek o yüzden kitabı okumayı baya erteledim ancak onları atlattıktan sonra günde 200-250 sayfa okuyarak 2-3 günde bitirdim bir sınav öğrencisi olmama rağmen. Kitaptaki bebek yiyen müslümanlar lafı ya da Türklerle alakalı söyledikleri şeyler beni azıcık rahatsız etti ancak dönem şartları diyerek geçtim ki zaten böyle yapmam gerektiğini düşünüyorum
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.