Gönderi

368 syf.
10/10 puan verdi
Uzun süredir tarih kitabı okumadığımı fark ederek elime alıp okumaya başladığım ve tekraren öfkemi dirilten bir eser oldu. Sultan İkinci Abdulhamid Han’ın Filistin Mücadelesi! Sultan İkinci Abdulhamid Han, saltanatı ve halîfeliği döneminde en titiz davrandığı üzerine titrediği nokta muhakkak Kudüs’te bir Yahudi varlığının oluşmamasıdır. Yahudilere toprak satışını yasaklamış olduğu gibi bir taraftanda da Hazîne-i Hassa’daki şahsi mal varlığı ile Filistin ve çevresinden mümkün olduğu kadar fazla toprak satın alarak, Yahudilerin toprak satın almasına mâni olmaya çalışmıştı. Ama ne yazık ki İttihat ve Terakki yönetiminde Yahudiler, 1909-1914 yılları arasında satın aldıkları elli bin dönüm arazi üzerine dokuz yeni çiftlik ve yerleşim merkezi kurmayı başardılar. Onca yıllık gayret ve sakındırma boşa gitti. Bir çırpıda üzerinden geçtiler. İttihat ve Terakki iktidarı Ocak 1914'te: "Musevilerin Filistin'e yerleşimini önlemek amacıyla alınan tedbirleri işe yaramadıkları gerekçesiyle" kaldırma kararı almış ve böylece Yahudilerin Filistin'e yerleşme süreci daha da hızlanmıştı. Öyle ki İttihatçılara göre Filistin'e yerleşen Yahudiler orayı imar etmişler ve son birkaç yıl içinde gelişmiş bir mevki haline getirmişlerdi. Filistin'in kalkınmışlığını Yahudilere hamleden ve Filistin'deki Siyonist kolonilerini teftişe çıkan iki İttihatçı devlet adamı, hayret içinde kaldıklarını ifade ettikleri sırada bindikleri arabacı: "Bütün bu topraklar bir zamanlar Müslümanlara aitti. Layıkıyla çalışılmadı. Bakın şimdi Yahudilerin ellerine geçtiğinde ne güzel görünüyorlar!" demiş, aynı İttihatçılar Bâb-ı Ali'ye sundukları raporlarında: "Her şey ümit ettiğimizden, tasavvur ettiğimizden üstündü" demişlerdi. Mukaddes topraklardaki Yahudi imarını gören İttihatçılar, Yahudilerin maddi imkanları ile yalnız Filistin'i değil, bütün Osmanlı yurdunu baştanbaşa kalkındırabileceklerini düşünüyorlardı. Anlayacağınız Yahudi’den medet uman bir ittihatçı! Sultan İkinci Abdulhamid Han’ın canla başla bilfiil savunduğu Filistin davası sona ermiş, mukaddes topraklar kaderine terk edilmiş, İttihat ve Terakki’nin gözünde iktidarda kalma mücadelesi her şeyin önüne geçmiş ve en önemlisi Mason ve Yahudi bürokratlar devletin kaderini tamamen ellerine almışlardı. Yahudi boş durur mu peki? Asla! Yahudi bankacılar, tüccarlar ve sanayiciler, İttihat ve Terakki döneminde gerçekleştirilen kanunî serbestlikler sayesinde zenginliklerini ve refahlarını bir kat daha arttırdılar. Geçmişte Sultan Abdülhamid'in aldığı tedbirler İttihat ve Terakki idaresinde iken yabancılar lehine kaldırılmıştı. Neticede ne oldu peki? 1908'de Osmanlı Devleti'nin kaderini eline almış İttihat ve Terakki liderleri Enver, Talat ve Cemal Paşalar yurt dışına kaçmış, ardından yapılan ağır anlaşmalar ve işgaller neticesinde Filistin toprakları da artık Yahudilerin işgali altında kalmıştı.
Pazarlık Yok!
Pazarlık Yok!Ömer Faruk Yılmaz · Hamidiye Kitaplığı · 2017185 okunma
·
134 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.