Merhaba
Mektup türünde kitapları okumayı sever misiniz? Ben çok severim ve yazarın en içten haliyle karşılaştığımı düşünürüm hep. Hele bir de Salâh Birsel gibi, yazdığı her türde özgün ve ironik dilini hemen hissettiren, şehir ve yaşam kültürüne dair zengin bir külliyat yaratmış, edebiyatın en güzel anlatıcılarından birinin, kendi tabiriyle bir “sözcük hokkabazının” kaleminden çıkmışsa.
Geceyarısı Mektupları Salâh Birsel’in gönderdiği mektuplar ve ona gönderilen mektuplar olmak üzere 2 bölümden oluşuyor. Bölümlerin başında yer alan kısa açıklamalar çok hoşuma gittiği için burada da paylaşacağım:
1-) Bölüm- 1001 Selam, 1001 Teşekkür: “Ben bu mektupları size dakikası dakikasına duyurmuyorum. Ama bütün bunlar zamanlarında ah o hop-hula zamanlarında, bir bir yazılmıştır.”
2-) Bölüm - Fiyangolu Mektuplar: “Zamanlarında Salâh Birsel’ e gönderilen şataraban peşrevler”
Yazarın, 1970- 1990 yılları arasında dönemin edebiyatçıları ve eleştirmenleri ile mektuplaşmalarını barındıran kitapta, Türk ve Dünya edebiyatına hâkim olan akımlar ve edebiyat eleştirmenliği üzerine fikir alışverişlerine şahitlik yapıyor, yayıncılık ve bilhassa edebiyat dergiciliği atmosferinin kokusunu duyuyorsunuz. Yeri geliyor, Sait Faik’in kullandığı bir kelimenin ne anlama geldiğini tartışan bir dizi mektuplaşmaya şapka çıkarıyor, yeri geliyor masum edebiyat dedikodularına tebessüm ediyorsunuz.
Geceyarısı Mektupları, Salâh Birsel’in yükte hafif pahada ağır anlatımı ile, bol notlar alıp yeni okumalara yelken açabileceğiniz bir yolculuk vadediyor.
Sağlıcakla kalın.
