Türkiye'nin En Çok Okunan Kitabı!
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CjVq5rjN0uV
Nasıl yani? Kahve fotoğrafı olmadan bir Kürk Mantolu Madonna kitabı yorumu mu? Olacak iş değil...
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına bir noktaya kadar yazılan her yoruma karşılık olarak harika kitaplar önerdim, o yüzden kitap önerisi alabilmek için yorum kısmına bakmayı unutmayın.
Bence bazı kitaplar bu hayatta ikinci kez okunmak için yazılmıştır. O kitapları 18, 28 ve 38 yaşındaki okumalarımız arasında fark olacağını bilerek yazar bazı yazarlar. Her yaşın o kitaptan anladığı farklıdır hem. Herkes kendi yaşının aidiyetine özel yorumlar o kitabı. İşte Kürk Mantolu Madonna da böyle bir kitaptır bence...
Bu tür kitaplar popülerliklerini kesinlikle hak ediyorlar. 1000kitap'ta bu kitap yıllardır 1. sırada. Neden sizce? Nasıl ki sinema tarihinde Casablanca filmi, sanat tarihinde Aşıklar tablosu ve müzik tarihinde de Bohemian Rhapsody şarkısı bu kadar ünlüyse, bu kitap da Türk edebiyatı tarihinde o kadar ünlüdür işte. Etki boyutuyla yazarından çok daha ünlü olabilmiş bir kitaptır Kürk Mantolu Madonna.
1000kitap'ta eskiden okuduğum kitapları tekrar okuyarak incelemelerini şimdiki yaşımın düşündükleriyle yazacağım. Buna "Nostalji Serisi" adını koyuyorum. Nostalji kelimesinin kökeni nedir, bilenler var mı? Bu kelime nostos (dönüş) ve algos (acı) kelimelerinden meydana geliyor. Geçmişe dönüş acıdır, işte o yüzden Raif Efendi de nostaljik bir adamdır aslında.
Ben Sabahattin Ali'nin kitaplarında ve özellikle de Kürk Mantolu Madonna'da bize sunulan geçmişin gösterişsiz sıradanlığını çok sevdim. Farkında mısınız bilmiyorum ama, şu anda her yanımız yapaylıklarla dolu. Sıradanlık ve sadeliğin peşinde olmak isteyenlerin sayısı gittikçe azalıyor. İşte Kürk Mantolu Madonna kitabı, bana bir bir kaybedilen bu eski manevi değerlerimizi hatırlatıyor.
Hem bazı insanlar Raif Efendi gibi içlerinde sessizce yaşarlar. Siz de öyle değil misiniz? İçinizde kendi kendinize kurduğunuz şehirler ve ülkeler yok mu? Her şey içinizde olup bitmiyor mu? Siz de bazen duygularınızı dışa yansıttığınız zaman yargılanacağınızdan korkmuyor musunuz? İçinizdeki seslerin desibelinin dışınızdaki seslerden çok daha yüksek olduğunu düşündüğünüz anlar olmuyor mu? Cevabınız evetse, o zaman siz de birer Raif Efendi'siniz...
Hepimiz kitaplarda okuyup da tanıdığımız bu insanları bulmak istiyoruz. Raskolnikov'ları, Jean Valjean'ları, Don Kişot'ları, yani gerçek dünyadan çok kendi hayal dünyasında yaşayanları... Ama inanın bana dostlarım, bu dünyada o kadar az sayıdayız ki. Kitap okuyan insanları toplum arasında bulabilmek o kadar zor ki. Bu toplumun içinde kendimi Raif Efendi gibi yapayalnız hissetmekten alıkoyamıyorum.
"Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir." [s. 107]
Şu sevginin kapsayıcılığına bakar mısınız? Ne kadar evrensel, ne kadar geniş bir sevgidir bu! Kendisini seven, bütün dünyayı sever. Bütün dünyayı seven, karşısındakini de sever. 
Erich Fromm'un 
Sevme Sanatı kitabının özeti de budur işte. Sevebilmek ve sevilebilmek bir sanattır en nihayetinde.
"Kendimi bildim bileli, bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden, bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım." [s. 63]
Aşk, bazen tamamen kendin olabilmek bazen de dünyaya karşısındakinin gözlerinden bakabilmektir. Başkalarının anlayamadığı nedenlerle sevmektir aşk. Hepimiz Sabahattin Ali'nin düşündüğü bu gerçek sevgiyi arıyoruz. Hepimizin birer Maria Puder'i veya Raif Efendi'si olsun istiyoruz. Selim ve Günseli gibi. Don Kişot ve Dulcinea gibi. Tahmine ve Zaur gibi... Yaşamı dayanılır kılan en manevi mesnetlerden biri aşktır çünkü.
Instagram hesabımda bu kitabı bir kahveyle birlikte paylaşmaya ihtiyaç duymadım ayrıca. Kanıt: instagram.com/p/CjVq5rjN0uV Hem bu Sabahattin Ali'nin suçu değil bence. İnsanların beğeni ve etkileşim uğruna kitapları nesne fetişizmine kurban etmesinden dolayı tamamen. Kitaplar bana kendi başlarına yeterince güzel bir obje gibi geliyor. Çünkü biz onları kendi öznemize katıp yaşatmayı bilenlerdeniz.
Eğer bu kitabı siz de seviyorsanız okuması yine keyifli ve buna benzer kitapları yorumlar kısmında bulabilirsiniz.
Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta "O"nun da olabileceği umuduyla...
1000kitap’taki 300. incelemem harika bir kitaba denk geldi. bu incelemeye özel olarak yorum yazanlara harika kitaplar öneriyorum! 🤓
evet, yok mu bu kitabı tekrar okumak isteyen? başlattığım nostalji serisinde eskiden okuduğum kitapları yorumluyorum ve yorum yazan arkadaşlara mütiş kitaplar öneriyorum 🥳
sadece 16 saatte bu incelemeyi 500 beğeniye ulaştıran değerli insanlara çok teşekkür ederim. bu kadar kısa sürede yeni bir rekor oldu bu benim için. kitap önerisi alabilmek için hadi yorumlara gelin! 🤓
bu kitap incelemesi için son yorumlarınızı alabilirim, kitap önerisi dükkanımı kapatıyorum bak ona göre 🤓
Bakalım bahtımıza ne çıkacak :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Kürk Mantolu Madonna'yı okuyup da beğenmemek mümkün değil. O kadar güzel ki bencillik duygusu oluşturuyor insanda. Bu benim kitabım, sadece ben okuyayım, sadece ben yorumlayabilirim, kimse benim gibi anlayamaz bu kitabı gibi durumlara sokuyor insanı.
katılıyorum
kitap önerim:
- einstein, benim gözümden dünya
1 next answer
çok güzel! ben de tekrar okumayı düşünüyordum
bazı kitaplar mutlaka tekrar okunmalı
kitap önerim:
- ahmet hamdi tanpınar, abdullah efendi'nin rüyaları
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.