𝗔𝗺𝗮 𝘆𝗶𝗻𝗲 𝗱𝗲 𝗯𝗮𝗯𝗮𝗺 𝗵𝗲𝗿 𝘇𝗮𝗺𝗮𝗻 𝗯𝗮𝗯𝗮𝗺𝗱𝛊 𝗴𝗼̈𝘇𝘂̈𝗺𝗱𝗲...
Ebeveynlerimizi seçemiyoruz.İyisiyle kötüsüyle onlarla yaşayıp hayatımızı belli bir zamana kadar sürdürüyoruz. Bazen imtihan olur bizim için. Eksik başlamışız hayata gibi hissederiz. Çünkü bir çocuğun sevgi görmediği, eziklendiği, değer verilmediği bir ortamda ileriki hayatında nasıl aksilikler, eksiklikler yaşayacağını bunlar belirleyecektir. Kafka da bu çocuklardan biri. Babasının onun yaptığı herhangi bir şeyde verdiği o ezikleyici tepki, onu önemsemeyişi, korkak, güçsüz olarak görmesi, bir Kafka olarak kabul görmemesi üzerine genç adamın bu yaşadığı psikolojik travmaları ona yazdığı bu mektuplar la, içindekileri döktüğü nefret ve sevgisinin bir arada olduğu babasıyla yaşadığı trajik hayatı dile getirdiği bir eser. Tabi bu mektuplar sahibine asla ulaşmadı. Ve baba asla oğlunun gözünden yaşattıklarını göremedi.
"Verdiklerinin tadını çıkarabildim, ancak bunu utançla, bezginlikle, güçsüzlükte ve suçluluk bilinciyle yapabildim yalnızca. Bu yüzden sana her şey için eylemlerimle değil, dilenci gibi teşekkür edebildim yalnızca."
Belki de bana en çok dokunan alıntısı bu idi. Verdiği, sağladığı imkanları oğlunun suçlulukla kabullenmesi buna kendini dilenci gibi görerek tepki vermesi acınası bir durum.
Babasını 2 sene önce kaybetmiş biri olarak kafkanın bu kitabındaki her satır, her cümle beni ne denli etkiledi anlatamam galiba.Çoğunlukla kitapların sonunda gözyaşlarımıza boğuluruz fakat bu kısacık kitabın her sahifesinde gözlerim yaşlı, doyamadığım, iyi veya kötü her zaman bağlılık duyduğum, eksikliğini hayatımda dibine kadar hissettiğim ve aynı zamanda babamla olan kısacık yaşamımı hatırlattı.
Kitap babası olmayan, veya olduğu halde babalığını hissettirmeyen kişilere değil herkese hitap ediyor. Biz sadece Kafka gibi yaşayarak okuyan kesimiz.
Keyifle kalın..