Gönderi

Sansür ve İtaatsizlik
Sansür kısaca sıkıdenetim demektir. Sinema, tiyatro, televizyon, gazete ve sosyal ağlarda yayınlanan içeriklerin hükümet tarafından önceden denetlenmesi onaylanmasının, gösterilmesinin ve yayınlanmasının izne bağlanmasına sansür denir. Kavramları çeşitli yollarla kontrol altına almakta bir sansür çeşididir. Sansür kararının niyeti sansürden daha önemlidir. Niyet okumayı bilmeyen her sansür ve dayatmanın kurbanı olur. Sansür de amaç toplumu korumak olarak açıklanır, uygulamada ise ifade özgürlüğünü baskılama amacı güder. İktidar veya hükümetler sansürde amacı toplumu korumak amaçlı olduğunu ifade etseler bile asıl amaç sermaye ve iktidara zarar gelmesini önlemek ve iktidarın devamına engel olabilecek gelişmeleri önlemektir. Ayrıca sansür toplu iletişimde bazı düşünceleri engelleyerek algıyı yönetmek amaçlı bir çabadır. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu kim belirlemelidir? En önemli sorun işte bu ahlak (sağtöre) sorunudur. İktidar ya da hükümetler neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verebilirler mi? Yasa yapanların ve o yasayı uygulayanların aynı yetkiye sahip olanların olması etik mi? Sağtöre olarakta bilinen ahlak iyi ya da kötü olarak bilinen ve kabul edilen davranışları belirleyen yazısız kurallar bütünüdür. Yazılı kurallar bütünü olarak yasalar kabul edilir. Yaşamın değişen araçları yeni sorunlar ürettikçe yazısız ve yazılı kuralları olmayan alanları iktidarlar hemen denetim altına almak ister. Yeraltı medyası sosyal ağlar günümüz sansürünün yeni konusudur. Dayatmacı iktidarlara karşı gerçekler de oradan ilerleyebilmektedir. Çünkü halkın haber alma hakkı sermaye ve siyasetin (iktidar+muhalefet birlikte) kontrolünde bulunan medya ile halkın elinden alınmıştır. Medya halkın ne bilmesi gerekiyor ise algı operasyonları düzenlenen bir düneneğe dönüşmüştür. Sinema, tiyatro, gazete ve televizyonları kendi kontrolünde reklam tehdidi ile tutan sermaye ve siyaset sosyal ağlarda ki robot teknolojisi ile uyguladığı engelleri yetersiz görmüş olmalı ki bu alanda kendini ve gerçekleri ifade eden düşünce ve çabaları kendilerine karşı bir tehdit olarak görmektedirler. Kendilerinin yaptığı ve uyguladığı yasaları bu anlamda lehlerine kullanmak amacıyla sosyal ağlarda ki düşünceleri de topluma karşı zarar veren bir alan olarak yaygarasını yaparak üreteceği algı ifade özgürlüğüne yeni bir darbe daha vurmak niyetindedir. Yaklaşan seçimler, yıpranmış olmanın verdiği kaygı, ekonomide ki kötü gidiş karşısında iktidarın çaresizliğini toplumdan gizlemenin yolunu sermayenin sömürü düzeni bozulmasın diye sosyal ağları kontrol altına almayı sansür ile amaç edinmiştir. İktidar veya hükümet devlet yönetimini ve gücünü toplumun geneli veya bir kısmının lehine yada aleyhine kullanabilme gücü değildir. Devletin toplumdan aldığı gücü toplumun genelinin yararına ayrım yapmadan kullanmak iktidar veya hükümetlerin birincil görevidir. Bunun aksi her uygulama o yetkiyi kötüye kullananların suç işlemesi anlamına gelir. Ayrıca bu tür her dayatma evrensel insan haklarına ve o toplumun ortak yaşam sözleşmesi anayasaya uygun olması gerekir. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrı ayrı güçler olmadığı toplumlarda bunu sağlamak hukuk işleyemeyeceği için olanaksızdır. Sosyal ağlarda sorunlarına çözüm arayanların çok olmasının sebebi de hukukun işlememesidir. İdeolojik iktidarlar toplumdan saklı niyetleri gereği sansüre en çok başvuran iktidarlardır. Negatif ve pozitif şeklinde ikiye ayrılır iktidarlar. Negatif iktidarlar toplumdan aldığı gücü topluma karşı yasa, asker ve polis gücü yoluyla bireyi kontrol eden iktidar sistemidir. Negatif iktidarlar sansüre başvurur. Pozitif iktidarlar devletin bireylere rağmen bireyin iyiliğini düşünen sistemi niteler. Pozitif iktidarlar sansüre başvurmaz. Sosyal kontrol toplumun yazılı olan yasalara ve yazılı olmayan sağtöreye uymaya zorlar. Amacı toplumda düzeni sağlamak olmalıdır. Haklarını kullanabilen hiçbir insan bu kuralların dışına çıkmaz. Çıkıyor ise bir yerde bir sorun var demektir. O sorun genelde toplum adına güç sahibi olanların bu gücü belli kişi ve sınıfların lehine genelin aleyhine kullanmasından kaynaklanır. Gücü toplumun aleyhine kullananlar ise haksızlığa uğrayanları baskılamak amacıyla sansüre başvurur. İktidarlar veya hükümetler toplumun haber alma, değişik düşünceleri öğrenmek, tartışmak, yaşanan olayları bilmek ve yorumlamak hakkından kimseyi mahrum etmemek için vardır. Erdem sahibi hiçbir iktidar kendine karşı düşünce ve çabalardan korkmaz. Yaşam insana hukukun içinde kalmak şartıyla doğruyu bulup ortaya çıkarmak için verilmiştir. Yaşam hakkını iktidarlar tayin edemezler. Tarih göstermiştir ki bazı iktidarlar iyi niyetli değildir. Kötü niyet karşısında yok olmak istemeyen her toplum bundan kurtulmanın hukuk içinde kalmak şartıyla bir yolunu bulmak hakkı vardır. Bu hak sansür ile o toplumun elinden alınamaz. Her dayatmacı otoriteye karşı itaatsizlik isyan değil uyumdan vazgeçmektir. Medeniyeti uyumsuzluk ve itaatsizlik başlatır. Korku, nefret ve hırsı bize sürekli yeni ihtiyaçlar dayatan, neyi beğenmemiz ve seçmemiz gerektiği konusunda baskı uygulayan, bu hakkı kendinde görenler çıkarları adına üretirler. Her işi otomatik sistemler ile yapmaya, yaşamı sürekli eğlence, tembellik ve tüketicilik konumuna getirmek isteyenlere, medya telkinleriyle kamuoyu oluşturmaya, savunmamız gereken değerlerden nefret etmeyi değişim olarak dayatanlara karşı durabilmeyi bilmektir itaatsizlik. ] Önder KARAÇAY [
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.