Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1 soru 1cevap
Allah'a karşı istemsiz kırgınlıklar için ne tavsiye edersiniz? Değerli kardeşlerim bu konunun derinliği pek uzundur lakin kalbini onarıp hakikatın özünü bir nebzede olsa öğrenmek isteyen için pek kısa bir konudur.Bu konu öyle manalı ki bir çok insanın karşılaşabileceği bir gerçektir. Asıl musibet ve zararlı musibet, imanımıza, Müslümanlığımıza, ahlakımıza gelen musibettir. Bu musibetlerden her zaman Allah’a sığınmamız ve ağlayıp sızlanmamız gerekir. Fakat dinî olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler. Bunların bir kısmı Allah’ın bir ikazı ve uyarısıdır; bir kısmı günahlara kefarettir; hastalık gibi bir kısmı ise, Allah’ın bir iltifatıdır, bir temizliktir. Dua bir ibadettir ve duanın da diğer ibadetler gibi vakti vardır. Sıkıntılar ve musibetler, o duanın vaktidir. Bu vakitleri dua ile geçirmek gerekir. Bela ve musibetler geçene kadar, o duanın vaktinin devam ettiğini bilmeliyiz. - Kişi sitemi kendisine ve nefsine yapmalıdır. Allah'a sitem etmek -haşa- kulluk edebi ile bağdaşmadığı gibi, musibeti de arttırır. Bu kısa açıklamadan sonra şu noktalara dikkat etmekte fayda olduğunu düşünelim. 1) Şöyle düşünmeli: “Bu, Allah’ın benim hakkımda takdir ettiği bir kaderdir. Kaderime razı olmalıyım ki, bu imtihandan başarıyla çıkayım. Çünkü, razı olmamakla ve itiraz etmekle de bu işi düzlüğe çıkarmam mümkün değildir. Öyleyse, hem dünyamı hem ahiretimi riske atacağıma, yalnız dünyanın bu (belki de kısa zaman içinde bitecek olan) imtihanına sabrederek ahiret hayatımı kurtarmam gerekir.” Bu, aklıselimin gereğidir. 2) “Allah’ın kaderinde merhametsizlik ve adaletsizlik asla yoktur. Çünkü, kaderin sahibi Allah Rahman ve Rahimdir, Âdil ve Hakîm’dir. Kim bilir belki bu imtihanla benim günahlarımı affetmeyi ve cennetteki derecelerimi yükseltmeyi amaçlamıştır. Öyleyse kadere rıza göstermeliyim ki, kederden ve dini zarardan kurtulayım.” 3) Kur’an’da sık sık “Allah’a tevekkül etmemiz” isteniyor. Tevekkül demek, Allah’a güvenmek, ona teslim olmak, her yönden onun iyilik yapan bir ilah olduğuna inanmak demektir. Çünkü, “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.”(Sözler) “Kadere iman eden kederden kurtulur.” düsturu bu gerçeğin ifadesidir. Bu gerçeğe işaret eden Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri dikkate değer: “Kaderi tenkid eden başını örse vurur, kırar. Rahmete itiraz eden, rahmetten mahrum kalır.” (Mektubat) Allah’ın sonsuz rahmetinden ümidi kesmek Allah korusun- çok tehlikeli bir yola girmek anlamına gelir. Ümitsizlik imanla bağdaşmayan bir düşüncedir. “Allah’ın rahmetinden asla ümidinizi kesmeyiniz. Çünkü kâfirler topluluğu dışında hiç kimse Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Yusuf) mealindeki ayette bu gerçeğin altı çizilmiştir. Şevk ümitsizliğin zıddıdır. Şevki kıran ise ümitsizliktir. Bedüzzaman’ın özet ifadesiyle: “Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir / binitidir. İşte himmetiniz / gayretimiz, çabamız şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis / ümitsizlik rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı لاَ تَقْنَطُوا kılıncını [Yani: “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin”(Zümer, 39/53) manasına gelen Allah’ın emrini bir kılıç gibi] istimal ediniz (ve ümitsizlik düşmanını mutlaka öldürünüz).(Münazarat)
··
489 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.