Hep merak ediyoruz, "İnsansız dünya nasıldı," diye. Peki şunu hiç düşündünüz mü: Dünyasız insan nasıl olurdu? Kulağa garip geliyor değil mi? Gelmesin! Ona doğru sürükleniyoruz çünkü!
Dünyada yaşam milyonlarca yıl önce başladı ve insan dünyaya geldi... Milyonlarca yıldır varlığına devam eden birçok canlı bir bir yok olmaya başladı. Onların sonunu hazırladık. Sıra kendimizde sanırım! Ne yapacağız şimdi peki? Dünyaya zarar vermeye devam mı edeceğiz yoksa kendimize yeni dünyalar mı bulacağız? Hadi gelin buna bir de yazarın bakış açısından bakalım!
Yapay Dünya Kolonisi
Yapay Zekanın Bilince Evrimi.
Bir bilim kurgu kitabı...
Kendini yapay zekaya adamış, Bilgisayar Mühendisi Prof. Dr.
Umut Orhan tarafından kaleme alınmış. Yapay zeka destekli akıllı bir sınıf oluşturmayı hedefleyen bir proje sonrasında yazarın anlatmayı planladıklarının yazıya dökülmesi sonrası bir bilim-kurgu eserinin temelleri atılmış. Bu nedenle okuyacaklarınızı ciddiye alsanız iyi olacak! Zira alanında uzman bir ismin kaleminden çıkıyor hepsi... Zaten okudukça eserin içine giriyor ve öyle bir dünya mümkün mü diyorsunuz...
Nasıl bir dünya...
İnsanlarda çiplerin takılı olduğu,
Doğumun, hastalıkların, yaşamın kontrol altında tutulduğu,
Öğretmensiz sınıfların olduğu,
İnsanların yapacakları işlere göre programlandığı,
Yemek, içmek ihtiyacının duyulmadığı,
Bebeklerin makinede doğup, eğitimlerinin programlandığı bir dünya.
Okurken kulağa distopya gibi geliyor değil mi?
Cesur Yeni Dünya'sını anımsattı bana. Düşünebiliyor musunuz nasıl bir hayat olur? İşte adım adım yürüdüğümüz yol...
"Kahvesini ruh hâline uygun şekilde içmeyi severdi." (s. 11)
Düşünsenize, işten yorgun çıkmışsınız, kahvenizden bir yudum alıp gözlerinizi kapayıp kahvenizi yudumlayamıyorsunuz. Ya da sabah evin işini bitirip, kitap kahve yapamıyorsunuz... Herkes aynı eğitime programlı ve kahve içmek gibi bir ihtiyaç yok.
Hem böyle bir dünyada insan ilişkileri de yok olmaz mı sizce? Oysa insan sevdiği, birlikte nefes almaktan keyif aldığı insanlarla mutlu... "Yanımda sen olunca gökyüzündekiler sadece yıldız tozu." (s. 144) Belki de içinde bulunmaktan keyif almadığımız şu dünyada değerini bilmediğimiz ve cömertçe harcadığımız birçok güzel şey var.
Teknoloji her gün daha da gelişiyor. Yapay zeka da. Takip etmek için canla başla mücadele ediyoruz. Robotlar üretiyor, işlerimizi onlara devrediyoruz. Onlara gerçek ten hissi, yapay zekalar katmaya çalışıyoruz. Peki ya durum bir gün bizim kontrolümüzden çıkarsa? Ya ürettiğimiz varlıklar dünyayı ele geçirip bizi yok etmeye kalkarsa? Durum nasıl mı olur? Haydi okuyup hep birlikte görelim!
"Ya hu ben de bir eksik var diyordum. Şimdi eksik tamamlandı. Bir tek psikopat yapay bilincimiz eksikti. O da oldu." (s. 83)
Her şeyin değerini kaybedince anlayan insanoğlu için dünyanın değeri de öyle mi olmuştur dersiniz? Ya da bir ters köşe yapıp diğer dünyalarda oldukça mutlu mu yaşamıştır insanlar? Yapay bilinç ile insan ilişkisi nasıl devam etmiştir? Birçok şeyi söylemek için can atıyorum ama spoiler olmaması adına sizi meraklandırıp bırakmak istiyorum.
İncelememe eserden sevdiğim birkaç cümle ile son vereceğim: "Bırak kendini ve bir kahkaha fırlat evrene. Bak işte, sen de yedin kafayı!" (s. 127) Sanırım birçoğumuz bu aşamaya yakınız. Öyleyse yüzümüzden eksik olmasın kahkahalar! Hepimiz birlik olursak birçok şeyin üstesinden geliriz. Yok buna inat edersek bizim için dünyayı başkalarının kurtarmasını beklemek bilim kurgudan çıkıp ziyadesiyle fantastik olacaktır. Hem ne diyor eserde: "İnsanoğlu için boşuna uğraşıyorsunuz. Onlar için uğraşmaya değmez." (s. 125) Bu sözü haksız çıkarma zamanı! Ben hâlâ insanlıktan ümidimi yitirmedim.
Şimdiden keyifle okunması, okutulması temennisiyle...
Teknolojinin ilerlemesi bazen aşırı korkutuyor beni. İnsanlara çip takılıp programlandığı, her şeyin kontrol altında olduğu bir dünyada yaşamak istemezdim. Robotların bizi ele geçirmesi falan... Umarım o kadar uzun yaşamam, gerçekten korkutucu.