Ne mutlu, Muzaffer Bey! Geçen zaman içerisinde yaşanan onca acı-tatlı hatıralara ve üstesinden gelemeyeceğini sandığı anlarda bile yıkılmadan, dimdik ve mağrur ayakta durabilene ve yüreğinin en gizli köşesinde hâlâ, geçen zamana inatla çocuk kalabilene!
Ne güzel çocukluk...Saf, tertemiz ve art niyetsiz düşünceler. Karşılıksız, koşulsuz sevgiler. Şimdi ise nereye baksam, hangi yöne dönsem bir çıkar, bir menfaat almış başını doludizgin gitmekte. Hep bir art niyet, hep bir beklenti. Oysa ki tüm çirkinliklere rağmen, yaşamak öyle güzel ki!
" Bu dünya bir devri alem. Hani kimin önce vefat edeceği bilinmez ama Allah sıralı ömür versin! Bir gün biz bu hayata veda edeceğiz ve sizin devriniz başlayacak! " derdi, rahmetli babam. Geçmişi hatırladıkça kalbimde buruk bir acı bıraksa da, inatla unutmamaya ve hatırlamaya çalışacağım. O anılar ki, aslında beni ben yapan! Var olmamı, hayata tutunmamı sağlayan!
Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Anılarınız vasıtasıyla hatıralara dalmak! Anlatılmaz yaşanır, demekten başka ne gelir elimden. Umarım siz de, çocuklarınızla hatırladıkça burukta olsa, tebessüm etmelerini sağlayacak anılar biriktirirsiniz.
Sevgilerimle...