Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

324 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
* 33 yıl tahtta kalan ve 34. Osmanlı padişahı olan 2. Abdülhamid’in ve ailesinin 3 buçuk yıllık Selanik sürgünün anlatıldığı bir dönem romanı. Bu kitaba bir tarih kitabı dersek doğruyu söylemeyiz ama tarih yok dersekte işte o zamanda haksızlık etmiş oluruz. * Bu sürgünde padişaha ve ailesine bakan sabık sultanla her gün görüşen ittihatçı askeri hekim Atıf Hüseyin Bey’in anıları anlatılmaktadır. Hekime ait notlarda daha itici ifadeler kullanılsa da Livaneli tarafından bu durum yumuşatılmış ve tarihteki kimseye haksızlık edilmeden anlatılmak istenilmiş. * Özellikle Livaneli’nin kimliği ve siyasi görüşü düşünüldüğünde belli kesimlerce belirli kalıplara sokulan 2. Abdülhamid’in çok farklı bir şekilde anlatıldığına şahit olacaksınız. Burada da yazarın objektif hareket ederek ilerlemiş olduğunu görecekseniz. Livaneli bu kitaba 5 yıldır emek vererek hazırlandığını birçok kez dile getirmişti. Şahsi fikrimce de ben emeğine değmiş olduğunu düşünüyorum. * Abdülhamid’e söylenen birçok lakabı da tekrar tekrar hatırlar oldum bu kitap sayesinde. Vehm-i Hümayun, dünyaca ünlü burun, burn-u Hümayun, entrika ustası… hatta geleneklerine bağlı Mehmet Akif gibi bir şair tarafından ağır dizelerle eleştirilen, tarafınca “kızıl kafir” ve “ruh-u iblis” denilen padişah. * Abdülhamid nasıl biriymiş derseniz; 5 vakit namaz kılan, islama son derece hürmet eden, öte yandan da imparatorluktaki bira ve rakı fabrikalarına izin veren, hatta ilk genelevini açtırmakta sakınca görmeyen, yabancı dillerden çokça çeviriler yaptıran, alafranga saat düzenine geçen, kadınlara çarşafı yasaklayan, ince marangozluk ve oymacılıkla uğraşan, kitap, opera ve müzik sevgisiyle ünlü, İngilizlerden ve farelerden korkan ve en çok etkilendiğim kısım olan annesinin hastalığından ötürü onu uzaktan sevmesini ömrü boyunca unutamayan bir adam. Hımm bir de her ne olursa olsun padişaha olan sevgisinin ve saygısının asla azalmadığı İstanbul’a dönebilme imkanı olmasına rağmen bu durumu asla aklından bile geçirmemiş olan Müşfika Hanımda önemli bir şahsiyet hatta bu durum hekim bey tarafından da fark edilmiş durumdadır. * Kitabın genel özellikleri; uzun olmayan bölümlere ayrılmış, akıcı ve genellikle sade bir dilin hakim olduğu, sıkılmadan okunabilecek türden. * Ben tabi ki belli bir görüşte ve düşüncede biriyim. Hatta birçok kişi gibi Livaneli neden Abdülhamid’i anlatıyor bile dedim ama ben de tıpkı kendisi gibi olaylara objektif bakarak kitabı alıp okudum. Hatta birçok yer de kendime de kızdım. Biz sevmediklerimize çok acımasızız bu hep böyle. Niçin kutuplaşıyoruz ve bunun sonucunda neler diyor , nasıl hareket ediyoruz diye düşünmeden edemedim. Belki bazı şeyleri yeniden düşündürüp, sorgulatır bize. Benim hayatımın kutup yıldızı olan Livaneli ne yazsa kıymetlidir. O yüzden burada objektif olamam ve ısrarla alın okuyun derim :)) bir sonraki kitabını heyecanla beklediğimi belirtir, keyifli okumalar dilerim :)
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,7bin okunma
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.