Gönderi

79 syf.
·
Puan vermedi
Hallac-ı Mansur Çölün üzerinde yetişmiş Kanlı Bir gül. Rabbiyle arasına benliğini bile koymayan bir kul. Öyle bir teslimiyet ki, Allah ile olan birlikteliğini saklayamayıp kendinden vazgeçişin en güzel örneklerinden bir tanesi. Ene-l Hak (Ben Rabbim) diyebilmenin et ve kemiğe bürünmüş hali. Neden böyle demişti Hallaç Ne demek istemişti. İlahi aşka dayalı tevhid sırrının, insanı aşarak, Yaratıcı gerçeğe varışının özüne yapılan bir yolculuk bu. Yaratıcı ile yaratılan arasındaki çizginin yok olmasıyla ortaya çıkan 'Enel Hak' sözüyle yürüdü Rabbine Bir gece Rüyasında görür öğrencisi Şibli, Hallacı Mansuru. Nedir bu Enel Hak sözündeki sır. Bir ses duyar çok uzaklardan. Biz Hallac’a Bir sırrımızı verdik. Sır o kadar büyüktü ki içinde saklayamadı. Allah aşkıyla yanıp tutuşanlara Dünyada Rahatlık yoktur. Zindana attılar. Yıllarca zindanda kaldı. Katline ferman vermemek için Halife haber gönderdi. Ya Mansur! Sözünden dön. Özür dile. İstiğfar et ve kurtul. Mansur’un Cevabı müthiştir. O sözü kim söylediyse o özür dilesin. … Bir gece baktılar ki. Hallacı Mansur Zindanda değil. Zindan görevlileri şaşırmış vaziyette aradılar gecelerce Mansur’u Ama hiçbir yerde yoktu. İkinci Gece Daha kötü bir şey olmuştu. Ne Hallacı Mansur vardı ortada nede tutulduğu Zindan. Üçüncü gece, Zindan yerinde Hallacı Mansur içindeydi. Şaşkınlıklarını gizleyemeyen zindan görevlileri Sorarlar Hallaca: Efendim Nerdeydiniz? Tebessüm eder ve Cevap verir: ilk gece ben ondaydım, beni görmeniz mümkün değildi. İkinci gece o benimleydi. Ne ben vardım ne hücre. Üçüncü gece her şey yerli yerindeydi… ……. Ve Halife Sözünden dönmeyen Hallacın İdamına karar verirler. Götürürler idam edilecek Alana doğru. Elleri ayakları bağlı. Yolun iki tarafına dizilmiş olanlar taş atmak da Hallaca. Atılan taşlar bedenine çarptıkça gülümsemekte. Bir taraftan Dilinde dua yürür İdam sehpasına doğru. Allah’ım Sen bunlara Rahmetinle merhamet et. Bunlar Senin Dinin için taş atmaktalar bana. Senin bana verdiğin sırrı bunlar bilmiyor diye Rahmetini esirgeme Affet Allahım. Derken kalabalığın arasından bir Gül çarpar bedenine. Ahh diye inler. Öyle inlerki bir damla göz yaşı akar yanaklarından aşağıya. Sorarlar Akıbetini. Şöyle cevap verir: Bana taş atanlar beni anlamayanlardır. O Yüzden attıkları taşlar bedenime çarpsa da canımı yakmaz. Ama atılan gül, Beni anlayan birinin ellerinin arasından çıktı. İşte bu yüzden canım yandı der. Çıkartılır idam sehpasına. İlk önce kırbaçlanmasını sonra Taşlanmasını ister Halife. Hallacın gözlerinin içine bakan Cellat Bağışlayın beni efendim der. Tebessüm eder Hallac: Kendi cellatına saygı duymayan hiçbir aşık ölümü hak etmemiştir der. Her kırbaç darbesinde “Ehad” (Tektir) diye inlemektedir. Yüzünde en ufak bir acı, bedeninde en küçük yorulma belirtisi yoktur. Sorarlar Son isteğin nedir ? Namaz kılmak istiyorum der. Ve Namazdan sonra beni taşlamaya başlayacakları zaman ilk taşı günahsız olanınız atsın. Taş atacak bir tek kişi çıkmaz aralarından… Kılar namazını Açar Ellerini Rabbine: Allahım, şu topluluk senin kullarındadır. Sana yaklaşmak ümüdiyle beni öldürmek için toplanmışlar, onları affet. İyi biliyorum ki, bildiklerimi onlar da bilseler veya bildiklerimi ben bilmeseydim onlar gibi, bu hal başımıza gelmezdi. Onlara selam sana hamd olsun. Kaldırırlar Hallacı direğe bağlarlar. Eli yüzü kan içinde. Ellerini yüzüne sürer sonra dirseklerine sonra başını mesh eder. Ne yapıyorsun Ey Hallaç diye sorduklarında Abdest alıyorum der. Kan ile mi ? Evet böyle iki rekat namaz kılacağım. İki rekat namaz da Allah’a götürür. Yeter ki, abdesti kan ile alınsın, aşk içinde kılınsın. Keserler Sağ elini Sağ Ayağını Hallaç Gülümsemektedir. Allah’ım bu ayaklar bu kollar Senin uğruna fedadır der. Çıkartırlar dilini. Son sözünü söyler Hallaç. Ey Alemlerin Rabbi, Senden başka hiç bir şey söylemedi bu dil. Şimdi onuda kesmekteler. Ve Senden başka hiç bir şeye secde etmedi bu baş ve birazdan onu da kesecekler. Keserlerde Hallacı Mansur’un başını. Kesilen Her uzuvdan Fışkırın kan Yere ENE-L HAK yazar. Yaşarken sözlerine cevap vermeyenler korkarlar Hallacın bedeninden de ve ateşe atarak yakarlar bendeni. Ve Derlerki. Hallaç Aşkın Zirvesiydi.
Hallac-ı Mansur
Hallac-ı MansurUbeydullah Bayram Tekin · Rabbani Yayınevi · 202123 okunma
·
206 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.