Gönderi

484 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
3 Ocak 2016 tarihinde "Okuyacağım" olarak işaretlemişim bu kitabı. Yani o zamandan beri okumayı düşünüyor ve istiyordum. Livaneli'nin en çok beklediğim ama en az haz aldığım kitabı oldu Serenad. Belki çok beklediğimden dolayı beklentiyi yükselttim, belki bu tarz kitaplardan daha önce de okuduğum için böyle oldu. Nedense Livaneli'nin kaleminden kötü iş çıkacağını düşünemiyorum, konduramıyorum bu yazara. Her halükarda beklediğimi alamadım kitaptan. İlk 250 sayfası benim için hiç eğlenceli değildi. Kalanı daha iyiydi. Kitap yaşlı profesör Maximilen Wagner'in İstanbul Üniversitesi'nde bir konferans vermek üzere İstanbul'a gelmesiyle başlıyor. Çok katmanlı bir yapıya sahip. Bir yandan üniversitede memurluk yapan Maya Duran'ın hikayesi anlatılırken, bir yandan da Wagner ve Yahudi karısı Nadia'nın başından geçenler aktarılıyor. Aynı zamanda bir keman virtüözü olan Wagner çok uzun yıllar önce karısı için bir serenad bestelemiştir. Bütün hikaye bu serenadın etrafında döner neredeyse. 1930'larda, Almanya'da, Berlin Üniversitesi'nde tanışıp aşık olan iki gençti Wagner ile Nadia. Tek istekleri mutlu olmaktı. Ama bir taraftan da Nazi hareketi yükseliyor, dünya değişiyordu. Avusturyalı basit bir onbaşının bütün dünyayı değiştireceğini kim tahmin edebilirdi ki? Savaşların sıradan insanların hayatını nasıl etkilediğine, sıcak ofislerinde oturup kararlar alan liderlerin ne derece büyük trajedilere sebep olduğuna, devletlerin çok zalim olabileceğine değiniliyor kitapta. İnsan-devlet, kadın-erkek, insan-insan ilişkisi irdeleniyor. Devletlerin zalimliğinden nefret ediyoruz ama devletsiz de yapamıyoruz. Yakın tarihe ışık tutuluyor. İkinci Dünya Savaşı'nda eziyet gören Kırım Türklerini, Ermeni Tehciri'nde göçe zorlanan Ermenileri, Almanya'daki soykırımda katledilen Yahudileri, Yahudi göçmenleri taşıyan Struma gemisini, 2001 krizinde oğlunu ve kendini geçindirmeye çalışan dul bir kadını, ekseriyetle kadınları anlatıyor kitap. Ama dediğim gibi bu tarz yakın savaş tarihine dair kitaplardan daha önce de okuduğum için bu kitap beni pek etkilemedi. Sadece Nadia ile Wagner'in hikayesi tesir etti bana. Başkarakter olan Maya Duran'dan da hiç hoşlanmadım. Entellektüellikle cahillik arasında gidip gelen, oğluyla ilgilenmeye çalıştığı halde bir ergenle iletişim kurmayı beceremeyen ve önünde çok büyük bir aşk hikayesi durduğu halde aşktan anlamayan bir kadın Maya Duran. Bütün hikaye boyunca bu kadının değişimini inceliyoruz bir taraftan da. Türkiye'de dul ve çocuk sahibi bir kadın olmanın zorluklarını öğreniyoruz. Livaneli ya kadın karakterle yeterince özdeşleşememiş ya da bilerek böyle bir karakter yaratmış. Bilemiyorum. Hoş vakit geçirmek ve savaş tarihini öğrenmek için iyi bir kitap. Ama bunu okuyacağınıza Ahmet Ümit'in Patasana'sını okumanızı tavsiye ederim ben. Keyifli okumalar...
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,4bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.