William Shakespeare
“ . . .
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine,
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken,
Kim ister bütün bunlara katlanmak.
. . . ”
422 yıl önce Shakespeare yazdı, tarihler boyunca insan yaşadı. Bursa Okuma Grubu olarak ilk toplantımızda Shakespeare’nin Hamlet’ini konuştuk.
1564 - 1616 yılları arasında, kilise ile sarayın iktidar savaşı yaşadığı bir dönemde, yaşayan yazar eserlerini “bu çalkantılı dönemde” veriyor. Çağının güncel konularının yazılması yasaklandığı için eserlerinin konularını tarihi olaylardan seçmeye yöneliyor. Fark ediyor ki “bu çalkantılı dönem” ne ilk ne de son. Tarih ilerliyor, krallar yükseliyor, krallar düşüyor, kan dökülüyor, zafer deniyor sebebine, tarih ilerliyor, krallar yükseliyor, krallar düşüyor…
Çağını yazması yasaklanan Shakespeare, çağların ötesine uzanıyor böylece. Eserlerine bütüncül baktığımızda bu tekrarı görüyoruz. III.Henry yükseliyor, düşüyor; III. Richard yükseliyor,düşüyor; Macbeht, Othello, Liar….
Tarihte yerini almış, şanlı(!) isimler Shakespere’in sahnesinde iktidar maskelerini çıkarıyor ve insan oluyorlar. Korkuları, kıskançlıkları, ihtirasları ile basit hatta aşağı insanlara dönüşüyorlar. Parlayan taçların altında çürüyen ruhları gösteriyor bize.
“Bütün dünya oyuncuyu oynuyor.”
Bütün dünya bir sahne olmuş, oynayanlar oynarken oyununu, Shakespeare maskelerinden soyuyor insanları ve tiyatronun sahnesine atıyor.
“ Tiyatroyu bir kapan gibi koyup önüne,
Kralın vicdanını kıstıracağım içine.”
Hamlet nasıl avlıyorsa kralının vicdanını, Shakespeare’de avlıyor vicdanlarımızı. Bütün maskelerin ve oyunların, düzenlerin ve kepazeliklerin ardını, özü çıkarıyor sahneye.
Babasının kaybı ve annesinin ihaneti ile Hamlet’in kendinden ve gerçeklikten(!) kopuşunu görüyoruz. Ödipal bir sancı çekiyor. Bir prens olmakla deli olmanın ayrımı kalmıyor gözünde. Önce bir oyun olan delilik, Hamlet’i kuşatıyor. Deliliğin pervasızlığı, başkaldırısı bütün yükümlülüklerini alıyor omuzundan. “Doğuş üstünlüğünün eseri” olmaktan kurtarıyor onu. Tarih yine tekerrür ediyor, krallar yükseliyor ve düşüyor, herkes ölüyor. Geriye bir tek “Çağımızın özeti, kısacık tarihleri” sanatçılar kalıyor.
Horatio’nun sesinden dinliyoruz Shakespeare’i:
“. . .
Ve bırakın beni anlatayım herkese
Nasıl oldu bu olanlar. Anlatayım
Şehvete, kana bulanmış yolsuzlukları,
Aldanmaları, körü körüne öldürmeleri,
Kalleşliğin oyununa kurban gitmeleri,
Ve sonunda, kuranların başını yiyen
Sersemce kurulmuş tuzakları.
Anlatayım bunları bütün gerçekliğiyle.
. . . “
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045,3bin okunma
··
201 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.