Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
Öncelikle Peyami Safa hakkında bilgi vermek istiyorum. Baba tarafından soyu Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemseddin'e kadar ulaşır. Babası İsmail Safa, roman ve hikaye yazarıdır. Burdan da ilhamını kimden aldığını belli oluyor. Babasını iki yaşında iken kaybetmiştir. Zor şartlar altında kendini yetiştirmiştir. Üstelik hep hastaydı. Hayatı boyunca tatil yapmaksızın yazmasına rağmen kıt kanaat geçinen bir yazardı Peyami Safa. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, hasta bir gencin psikolojisini ele aldığı otobiyografik niteliğe sahip bir kitaptır. Kitapları arasında kendi hayatından en çok iz taşıyan eseridir. Çocukluğunun yedi yılını iltihap kapan sağ kolunun kesilmesi endişesiyle geçiren ve sonu gelmez tedavi süreçleri atlatan yazar, romanında benzer acıları ayağı nedeniyle yaşayan bir kahramanı anlatır. Kitap, Peyami'nin genç yaşında büyük bir romancı kabul edilmesini sağlar. Adında da anlaşılacağı üzere bir hastahane ortamında geçiyor. O korktuğumuz hastahane ortamının kokusunu, gerek kalabalığını öyle bir hissettirir ki sanki içinde varmış gibi anlatır yazarımız. Kahramanımız 15 yaşında, ayağından muzdarip olan genç bir delikanlı. Genç delikanlının adı da tam bir muamma. Ve bu acıyı 8 yaşından itibaren 7 yıl kadar acıyı çekmek zorunda kalır. Çocukluğunu bile yaşayamamış. Bir gün acı bir gerçekle karşılaşır ve bu durumu annesinden saklamak zorunda kalır. Erenköy' e gitmeye karar verir. Erenköy de uzak akrabalarından olan bir Paşa'nın yanına misafir olur. Hem hastalığı için bir müddet orada kalır. Gelelim kendisinden dört yaş büyük olan Paşa'nın kızı olan Nüzhet. Hastalık yetmezmiş gibi üstüne de aşk acısı düşer kahramanımıza. Nüzhet ile yakınlaşır gibi olur. Hatta Nüzhet'in yanında bir o kadar mutlu oluyor ki yaşadığı anlar hastalığı bile aklına gelmiyor delikanlının. Ama herhangi bir gerginlik anında hastalığı bir o kadar artıyor. Doktor Ragıp' ın Nüzhet'i istemesi ile acısı bir kat daha artıyor. Nüzhet'in ise Doktor Ragıp' ı isteyip istememesi muamma. Bu sırada Kahramanımız o doktordan çıkar başka doktorlara görünür. Artık Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'na yatmanın vakti gelmiştir. "Büyük bir hastalık geçirmeyenler gerçekten anlayamazlar." Okurken zaman o kadar çabuk geçiyor ki anlam veremiyorsunuz. Geç olmadan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nun serüvenine katılabilirsiniz.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20224 okunma
·
1.107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.