- "Size göre kadının varoluşu ancak erkeğe olan sevgisinde mânâ kazanıyor. Öyle mi?"
Andrey Tarkovski: Evet, ya vardır, veya yoktur; ve sevgi olmazsa, hiçbir şey olmuyor demektir... Ben yalnız kendi düşüncemi aktarıyorum... Tabiî herkesin kendi dünyasını yaşadığı, ilişkilerin soğuklaştığı ve bencilleştiği durumlar var. Belki böylesi durumlar daha kolay, böylesi ilişkiler daha az sakıncalı; ve feminizm akımı da bu doğrultuda. Gerçekten de bu benzeri mevzularda tartıştığım kadınların hepsi, kadın olmanın olağanüstülüğünü kavramamışlar. Her zaman şaşırttı bu durum beni; çünkü kadının iç dünyası erkeğin iç dünyasından çok başka... Bence bu özelliğinden dolayı erkeğe bağımlı olmadan yaşayamaz; erkeksiz yaşamaya başladığında, hususî hayatını yitirir. Cemiyette dilediği yere gelebilir, bir erkeğin işini de üstlenebilir; ama bunlar onu kadınca kılmaya yeter mi? Hiçbir zaman yetmez... Feministlerin neyi amaçladıklarını biliyorum; artık mesuliyetlerini istemiyorlar... Her zaman ezildiklerini ve eşit haklar kullanarak bu durumdan kurtulacaklarını sanıyorlar. Kavrayamadıkları durum şu: İnsan, kadın veya erkek, gerçekten yürekten bağımsız olmak istiyorsa, zaten bağımsızdır, hürdür... Hürlüğü kendisi seçtiği için hürdür; hürriyetçi bir ülkede yaşadığı için değil... Ferdin hürriyeti, ülkesinin hürriyetçi oluşuna değil, kendi seçimine bağlıdır... Kadının uzun bir süre dünya politikasının önemli hâdiselerinden dışlandığı şüphesiz; bu tabiî ki haksız bir durum... Ama günün birinde kadın, bütün içtimâî hayat katıldığında ne olacak? Bunu bilemiyorum... Ama bana öyle geliyor ki, kadın o durumda kendi dilediğini bulamayacak..."