Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

276 syf.
10/10 puan verdi
Agapi sözlük anlamı; koşulsuz, şartsız, fedakâr, özverili, bencillikten uzak bir aşk anlamına gelmektedir. Yazara göre de, ölümsüz aşk. Ölümsüz aşk, var mıdır? Yoksa insanoğlunun hayata tutunmak adına, ortaya attığı bir deyim midir? Kim bilir!... Ama halk arasında yaygın olan bir söz vardır ki, " Aşık olmayan insan, yaşamış sayılmaz. " derler. Ayrıca aşkın hayata anlam ve heyecan kattığına da her daim dem vurulur. Şimdi yaşanan sahte ve yapmacık aşklara nazaran, eskiler aşka o kadar ulvi ve yüce bir duygu nazarıyla bakarmış ki, dergâhlara talebe seçerken bile öğrencilere, " Aşık oldun mu? " diye, sorarlarmış. Olumsuz bir yanıt alınca da, " Git! Aşık ol! O zaman gel! " diye, yol verirlermiş. Ah, Aşk! Yazarımız da eserinde " Aşk hep vardır. " diyerek, kahramanları vasıtasıyla aşkı sorgulamış. Bir eser de " Aklın insanı geliştirdiğine, duyguların ise insan yaptığını. " okumuştum. Hem demezler mi, insana " Olaylar karşısında çaresiz kaldığında mantığının değil, kalbinin sesini dinle! O sana mutlaka doğru yolu gösterecektir. " diye! Yazar eserin de, " Aşkın mantığı yok! " der, demesine de ağır basan duygulara rağmen, bazı istisnai durumlar da ( Evli olmak gibi. ) mantığın devreye sokulmasına da, dem vurmaktan geri durmaz. Her bireyin ikinci bir şansı hak ettiğine ama arkasında bir enkaz yığını bırakmadan yola devam etmesi gerektiğine değinmekte. Eser basit bir anlatım diline sahip olsa da, betimlemeler merak uyandırıcı. Başlarda durağan seyreden okuma hızı, sonlara doğru okuru daha bir sarıp sarmalamakta. Ne garip bir ironi ki, eseri okurken başlarda normal giden okuma seyrim, sonlara doğru geldikçe artan bir merakla hızlanarak nihayetlendi. Yazar kahramanları eşliğinde aşkın bilimsel açıklamasını yaparken, kendimi eşimle aramdaki aşkın rengini merak eder halde buldum. Her ilişkide inişler ve çıkışlar mutlaka yaşanır. Olması gereken ortak bir noktada, karar birliğine varabilmektir. Bazen çevreme bakıyorum, çiftler çok güzel birlikteliklerini devam ettiriyorlar, etraflarına mutluluk parıltıları saçıyorlar. Aradan fazla bir zaman geçmeden bir de duymuşum ki, ayrılmışlar. Yaşadığım şok, hayretten donup kaldığımın resmi gibi adeta. Sebep tarafların çaba göstermemesi ve akabinde bomba etkisi yaratan aldatma! Aldatan durumdan memnun! Aldatılan kaderin arkasına sığınmış zavallı biçare! Nedenler ne olursa olsun, aldatılmak kader değildir! Ama ne yazık ki, yeri doldurulamayan ve doyum sağlanmamış hisler, söze dökülmemiş yaşanılan sıkıntılar olarak kalmışsa, çiftlerin arasına bir üçüncü şahsın devreye girmesi kaçınılmaz. Nasıl mı? Birbirlerine karşı açık ve dürüst olmayan çiftlerin, başka bireylerle hislerini paylaşmasıyla. Çiftler arasındaki paylaşım azalmışsa, ilişkilerin ortak resmidir, duyarsız sadakatsizlikler. Evliliğin aşkı öldürdüğüne, dem vururlar. Kesinlikle katılmıyorum. Ev, iş ve çocuk üçgeninde kendini kaptıran eşlerin, birbirlerine zaman ayıramadıkları için, böyle konuştuklarına eminim. Doğal olarak hal böyle olunca da, karşılanamayan farklı beklentiler oluşmakta, yeni bir heyecan uğruna da başka limanlara yelken açılmakta. Bazı anlar zamanla artarak çoğalan sorunlar yüzünden, ilişkiler temelden sarsılacak olsa da, çiftler arasında güvene dayalı birlik ve beraberlik olduğu müddetçe, her sorunun üstesinden gelinecektir. Önemli olan yara almadan, eğer ayrılacaksak ta, ardımızda bir enkaz yığını bırakmadan yolumuza devam etmektir. Yazarın kahramanları vasıtasıyla örnek verdiği hayatları okumanızı tavsiye ederim. Değer ağırdır, okur arkadaşlarım. Taşıyabileceğinden emin olduğunuz kişilere verin...
Agapi
AgapiSarah Jio · Pena Yayınları · 20178,3bin okunma
··
245 görüntüleme
dostamisc okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş yine Serpil Hanım, yüreğinize sağlık. Kitap tarzım olmasa da, incelemenizde, günümüzün ikili ilişkileri oluşturan sosyal yaşama ve sorunlara dikkat çekmişsiniz. Aslında çoğumuzun, kıyısından köşesinden bunları bizzat yaşadığımız ya da yaşanılanlara tanık olduğumuz inkar edilemez bir gerçek. Ne var ki sizin de bahsettiğiniz gibi kimimiz kader deyip, arkasızlığın verdiği güçsüzlük ile boyun eğiyor, kimimiz durumun keyfiyetinde şeref madalyaları ile donanıp arsızlığımızdan ödün vermiyoruz. Toplumumuzda son 30 yıllık dönem içerisinde, sağlam kurulmayan yuvaların dağılması çokça yaşanan, üzücü bir durum. Tabi böylesi üzücü sona birçok etken var. Belki de sorunun kaynağını mikroda birey olarak, makroda da toplumsal yozlaşmamız oluşturuyor gibi. Nasıl yozlaştığımız, bu aşamaya nasıl geldiğimiz de apayrı ve başlı başına bir konu. Tekrar teşekkürler.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Kesinlikle her cümlenize katılıyorum, Dostamisc Bey. Toplum gitgide yozlaşmanın eşiğinde. Çürümüş ve kokuşmuş bir ilişki düzeni almış başını gitmekte. Tabii ki bunda basın ve yayın kuruluşlarının katkısı da, inkâr edilemeyecek derece had safhada. Yaşamım boyunca, toplumun aile yapısını bozan fiil ve eylemlerin, aleni bir şekilde ortaya dökülmesini anlamakta, her daim sınıfta kalmışımdır. Tamam, ister münferit olsun, isterse de ikili ilişkilerde olsun, olumsuzluklarla karşılaşıldığında kaderin arkasına sığınıyoruz da, ne kadarını kadere yüklemek doğru? Bizler sudan çıkmış ak kaşık gibi tertemiz miyiz? Muhakkak ki, kader örecek baş arar, aramasına da, kaderi yönlendirmek biraz da bizim tekelimizde değil mi? Misal evlilik gibi, kutsal bir yola adım atmışız ve buna binaen evlat sahibi olmuşuz. Her şey olağan seyrinde, devam ediyor derken pat, çiftlerden biri neymiş efendim, " Ben başkasına aşık oldum, boşanalım. " Hadi bakalım! Buyrun Halil İbrahim sofrasına. Ne alaka demezler mi? O zaman aklın neredeydi, diye sormazlar mı? Sorular,sorular... Artarak çoğalan bir sürü cevapsız sorular... Elbette ki, zamanla çiftler arasında çatışmalar yaşanacaktır. Bence bu çatışmalar çeşitliliğimizin bir göstergesi olmalı! Ama ortak paydada buluşmakta zor olmasa gerek! Nihayetinde kimse başına dayalı bir tabanca zoruyla evliliğe adım atmıyor. İstisnadır baskıyla evlenen. Hem istisnalar da kaideyi bozmadığına göre, nedir biz insanların çözülemeyecek en büyük derdi. Boşanan çiftlere hiçbir zaman acımam ama ortada çocuk varsa, bu gidişata bir dur demek lazım! Yazılarımdan da anlayacağınıza göre, bu fani dünyada en büyük zaafım çocuklar... Çevremde şahit olduğum ve sonu trajedi ile sonlanan o kadar çok hayat hikâyeleri var ki! Belki de ondandır, ilişkilere karşı bu kadar insafsızca yaklaşımım. Kim bilir... Ben yazarın anlatım dilini seviyorum. Basit ve sade olarak addedebilir okur. Ama benim gibi yetişkin bir genç kıza sahipse ve kızınız sizin öngörülerinize koşulsuz itaat ediyorsa muhakkak yazarın kitaplarının okunmasını tavsiye ediyorum. En azından piyasada ki, vıcık vıcık, ağdalı kitaplara nazaran, yazarın kitapları daha nezih. Sanırım siz bir dokundunuz, ben ah ettim. Ben ki, hayatımda çürümüş ve kokuşmuş birlikteliklere savaş açmış bir bireyim. Kaldı ki, bir de hislerim kurguyla örtüşünce, beni tutabilene aşk olsun! İnce ve naif düşünceleriniz için, teşekkür eder ve hayırlı geceler dilerim. Temeli sağlam birliktelikler ve asimile olmamış bir toplum olabilmemiz umuduyla! Kitaplarla ve sevgiyle kalın...
1 sonraki yanıtı göster
Sevgi okurunun profil resmi
Bu kitabi dun bitirdim bende yalniz sonu beni hayal kirikligina ugratti askin turleri tahmin ettigim kiziler degildi. Agapi aski bence katie ve john yasiyordu. Oyle olmadigini gorunce gercekten cok uzuldum. Bide flynn askina bir kez olsun sarilamadi. Onun aski yarim kaldi diye de cok sasirdim sonu daha guzel olabilirdi ama yinede okumaya deger muhtesem bir kitapti su siralar cok iyi geldi bana okumanizi tavsiye ederim.
Celine Demirzt okurunun profil resmi
Degerlendirmenizi okuduktan sonra kitabı siparis verdim. Teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.