Şair, yazar ve senarist kimliğiyle çok sevdiğim, çok değerli bulduğum Vedat Türkali ile geldim. Selamlar! Yalancı Tanıklar Kahvesi kitabıyla bir haftadır beraberiz. Ilk başlarda kullanılan dili tuhaf bulmama rağmen okudukça alıştığım, alıştıkça da hiç bitmesin diyerek okuduğum, ne yalan diyeyim buna rağmen ara ara sıkıldığım ama sonunu da merakla beklediğim bir yolculuk sundu bana bu kitap. Kitabımız Ankara' da felsefe öğrencisi olan sol görüşlü Muhsin' in yaşam öyküsü üzerinden Türkiye'nin 70'li yıllarına ayna tutuyor. Ege'de bir köy ağası olan, tahmin olunacağı üzere üstünden feodallik fışkıran Hacı babasını asla sevmeyen biri Muhsin. Bu yüzden de içinde yaşadığı topluma kendini ait hissedememiş ama yine de bir gün devrimin gerçekleşeceği inancından asla vazgeçmemiş ve o devrim gerçekleştiği zaman babasının köylüden çaldıklarını sahiplerine teslim etme düşüncesinde olan bir genç Muhsin. Yanı sıra tutkulu aşkları üzerinden dönemin hatta tüm zamanların kadın-erkek ilişkilerine psikolojik ve sosyolojik bakışla ışık tutuluyor. Sağ-sol ayırt etmeksizin ülkenin gençlerinin keklik gibi avlandığı süreçte Muhsin de canından çok sevdiği devrimci arkadaşı Salih'i ve aşkını da kurban veriyor. Nedim Hoca karakteri üzerinden okura aktarılan bilgiler ise kitabın omurgasıydı adeta. Oldukça büyük bir sosyal güç olan dinlerin bireyler, toplumlar, devletler üzerindeki etkisi, rejimlerle bağlantısı, yanı sıra karşıtı kabul edilebilecek sendilaşmanın aynı ölçüdeki etkileri diyalektik bir dille anlatılmış. Ben Nedim Hoca karakterinin Vedat Türkali' nin kendisi olduğuna inancımla diyebilirim ki yeri geldiğinde kendi inandıklarını bile yerin dibine sokabilen yaklaşımıyla "bir yazar nasıl objektif olur?" sorusuna da en güzel yanıtı vermiş yazar. Nedim Hoca'nın Muhsin'le yaptığı felsefi sohbetlerde kendini sol görüşlü tanıtan insanların teorik ve pratik anlamda ayrılabilirliğine, gerçekten bilenle, işin magazin tarafında olanların farkına da tanıklık edilmesine olanak sunuyor. Birçok olasılık bulunmasına rağmen kitabın hiç beklemediğim bir sonla bitmiş olması da ayrıca sürpriz oldu. Velhasıl kitap "yalancı tanıkların kahvesi" hâline gelmiş bu ülkeyi ve bu ülkenin insanlarını anlamak açısından da önemli bir kaynak. Vedat Türkali'nin "Haramilerin saltanatını yıkacağız!" sözünü çok severim. Haramilerin saltanatını yıkalım! Ama "haramilerin saltanatını yıkacağız" demesine rağmen o haramilerin yoluna hizmet eden haramileri de yıkalım! Magazin peşinde koşmadan, sevgiyje, bilgiyle ve OMURGALI duruşla... Çav bella

Yalancı Tanıklar KahvesiVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 2017996 okunma

··

221 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Burcu Ekinci