Sessizlik bu almış sokakları,
bu uyuşuk rüzgâr iniveren bir
ölü yapraklar arasına, bir yükselen
yabancı bayraklara ta renk renk...
içim içime sığmıyor: tek bir sözcükle belki
söylemeden sana yine kapanmadan gök
başka bir güne, belki gevşeklik
sancımız en aşağılık... Yaşam yok
bu korkunç boğuk atışında
yüreğin, acımak yok , yalnız
bir kan oyunu , ölümün
çiçeklendiği. Tatlı ceylanım benim
usumdasın hâlâ yalım yalım ıtır çiçeği
kurşunların deştiği bir duvar üstünde.
Canlıları bundan böyle ölüm
avutur mu aşk için ölüm bile?