Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

156 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Rönesans'ın dahi çocuklarından diğeri
Ortaçağ'da Rönesans, İtalya'da; İtalya'da da Floransa 'da başladı. Rönesans ile birlikte ortaçağ Avrupa'si yüzünü sanata döndü. Bu devirde birçok resim, heykel, mimari yapı, edebi eser verildi. Bizimkiler günahtan başka birşey bilmedikleri için Rönesans pas geçildi, her iyi şeyin pas geçildiği gibi. Oysa Fatih Sultan Mehmet daha başlarda İtalyan ressam Bellini 'ye portresini yaptırmış ve bu alanda bir çığır açmıştı. Her zaman söylüyorum, Fatih eğer İstanbul'u fethetmemis olsaydı taşlanırdi. Kafir ilan edilirdi. Neyse... Rönesans'ın iki büyük dahisi vardır. İki hemşehri, iki Floransa'li. Biri dünyaya 'piç' olarak gelen (Başına çok büyük işler açacak bu hali) Leonardo da Vinci, diğeri ise Michelangelo. Bu kitap Michelangelo ile ilgili, Leonardo incelemesi için şuraya bakabilirsiniz. #128609573 Micelangelo, 1475 yılında Floransa'da doğdu. Babası Chiusi ve Caprese belediye başkanlığı yapmış biriydi. Nispeten varlıklı. İlk eğitimini ressam Ghirlandio'dan aldı küçük Michelangelo. Öyle güzel resimler yaptı ki, ustasını geçti. Ustası küçük Michelangelo 'nun resimlerini Medici ailesine gösterince, Michelangelo 'nun yeni adresi Medici sarayı oldu. Medici'ler tüm Floransa'yi sanata boğmuslar, tüm sanatçıların hamisi olmuşlardı. Michelangelo da bundan payını aldı. Eşsiz resimler yapmasına rağmen, o resimden tat almıyordu. Onu cezbeden heykel ve mimari eserlerdi. Heykelde tartışmasız bir numara olacak kadar iyiydi. En ünlü heykeli Davud'dur. 2.5 metre boyundaki bu şaheser herkesin gözünü kamastirir. Davud'un yapıldığı mermer blok tam kırk yıl atıl bekledikten sonra sanatçının eline gecti. Eser bitince sergilenecek yerini belirlemek için yirmiden fazla uzman görüş belirtti. Aralarında Leo 'da vardı. Heykel bugün Galleria Akademi'de sergileniyor. Heykeli görmek için sanatseverler saatlerce kuyruk bekleyip, hatırı sayılır bir parayı da gözden çıkarıyorlar. Ve yılda sekiz milyon kişi heykeli ziyaret ediyor. Davud'a heykel demek onu yeterince anlatmaz aslında. Söylenenlere göre Davud heykelini bitirdikten sonra Michelangelo elindeki çekici heykelin dizlerine atarak 'konuşsana be adam' diye bağırmış. Bu da heykelle ilgili küçük bir anektod. Görselini koymamak olmaz. hizliresim.com/b37snp4 Michelangelo sadece Davud heykeliyle değil, Hercules. Çarmıha gerilmiş İsa, Baccus, Meryem 'in göğe yükselişi, Mahşer, Pieta gibi heykelleriyle de bilinir. Şimdi gelelim Leonardo ile arasındaki rekabete... Aralarında yirmi küsur yaş farkı olan iki büyük sanatçıdan Leo ne kadar mütevazı, olgun, humanistse; Michelangelo o kadar ukala, kıskanç, sivri dilli ve belalti çalışan biridir. O kadar ki, sık sık Leo 'nun 'picligini' diline dolar. Annesine dil uzatır. Leonardo' nün başarısız bir heykel projesini sürekli onun yüzüne vurur. Oysa Leo örneğin, Michelangelo 'nun Sistin şapeli tavan fresklerini gördüğü zaman hayran kalmış " bu kadarını ben bile yapamazdım" demiştir. Ona olan hayranlığını dile getirmiştir. Açık açık Leonardo'yu kıskanır. Onu Papa'ya şikayet eder. İş almaması yönünde görüş bildirir. Ancak... Tüm bu kalpsizlik örnekleri onun heykelde bir numara olmasını değiştirmez. Belki de bu özellikleri onu besleyen, en iyiye ulaşmasini sağlayan ozellikleriydi. Tavsiye ötesinde bir kitap..
Michelangelo
MichelangeloBruno Nardini · Can Yayınları · 200874 okunma
··
339 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.