Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kapak yazısında ünlü bir kaç eseri birlikte ele alan, bir çapraz okuma perspektifiyle birbirine bağlanan karşılaştırmalı denemeler olduğu yazıyor. İlk başta Kafka 'nın böceği nasıl Dostoyevski'nin eserlerinden doğmuş onun resmini çiziyor yazar bize. İlginç bir kitap konusu değil mi? Kafka'nın Babama Mektup'unu Oğuz Atay'ın Babama Mektup'yla, Tanpınar'ın günlüklerini Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar'ıyla, Peyami Safa'yı Cemil Meriç'le.. karşılaştırmalı ikili denemeler.. Bu eserlerin çarpıcı noktalarını vurgulayıp sunması ziyadesiyle cezbetti beni. Bildiğimiz aşinası olduğumuz bu kitaplara bu açıdan bakış da hiç fena olmadı. Dostoyevski'nin bütün eserlerinde bir böcek mevzusu olduğu hiç dikkatimi çekmemişti. En adi aşağılanma duygularını 'böcek gibi' diye tanımlayan Dostoyevski, Kafkada tam böceğe dönüşüp nihayete eriyor. "Dostoyevski'sinin böceği Kafka'da kıpırdamaya devam eder. Ama önemli bir farkla: Dostoyevski'de mecazi olan, Kafka'da çoktan gerçeğe dönüşmüştür." Kafka'yı ne de güzel anlatıyor bu cümle: "Kafka'da bir kaçış var; ama dışarıya değil, içeriye; ileriye değil, geriye; yukarıya değil, aşağıya; güce değil, güçsüzlüğe doğru bir kaçış." Kafka'nın günlüklerinden verdiği notlarla yaşadığı sancılı, belini büken sıkıntılarının altı çizilerek vurgulanıyor. O böcek (dönüşüm) sancılı bir yoldan geçip hayat bulmuş neticede. Dostoyevski'nin eserlerinde uyumsuzluğun bozguna uğratıp ezilen (kahramanlarının deyimiyle böcek gibi) insanlara tanık olurken; Kafka'da da bir babanın sultası altında benini bulamamış hiç bir yere sığamamış, hep saklanan bir figüre tanık oluyoruz. Atay'da yine bir babayla anlaşmazlık var. Ne baba çocuğundan memnun, ne çocuk babasından razıdır. Belki de bu kopukluktu iç dünyalarını böyle konuşturan. Hele bir noktada dönüp babalarının nasıl ve neden böyle bir karakterleri olduğuna empati kuruşları var ki aynı babanın oğulları sanıyor insan. Günlüklerinden alıştığımızın, tanıdığımızın dışında bir karakter çıkan yeni ve belki gerçek Tanpınar.. Kendi gözünde bile "biçare, hazin ve acınacak" biri olarak görülmesi onu koşulsuzca yüceltenleri hayal kırıklığına uğratmış deniyor. Çok insani, daha gerçekçi buldum. Sürekli yaptıklarını, başarılarını sorgulayan kemale ermediğini noksan olduğunu düşünen bir Tanpınar gözümde daha değerli olur elbet. "..bir yazarın kendi biçareliğine cepheden bakabilmesi önemlidir.." Bir insanın bakabilmesi önemlidir. "Başkalarının biçareliğine daha duyarlı olmasına da yol açabilir." Peyami Safa da yazarı biraz sert ve tepkili buldum. Bütün bahsettiği diğer yazarlara empatiyle yaklaşırken Safa'ya biraz merhametsiz davrandığını düşünmeden edemedim. Cumhuriyete geçiş döneminde iki benliği bünyesinden atamamış, ne biri ne diğeri olabilmiş. Hazin bir durum. Debelendikçe daha dibe çeken bataklık misali. Ben insanın böyle çırpınıp direnmesini teslim olmasına yeğlerim. Sonunun ne olduğu en nihayetinde onu ilgilendirir ama bu süreçten çıkarılacak dersler, hafife alınamayacak, değersizleştirilemeyecek ölçüde kıymetli. O geçiş döneminde kimler bölünmedi ki? Kendisi ulaşamasa bile eserlerinde çizdiği o huzur ikliminin portresini çok sevdim ben. Yazarı anlamakta zorlanıyorum bu noktada. Kendinde ki eksiği kusuru görüp eleştireni över de (övünülecek şey doğrusu); kendi kişiliğini bulmak için bölünmesi gereken bir zeminde bunca hırpalanmış bir insana empati duymaz.. Belki de ben yanlışım bilemiyorum. Sonuçta eleştiriler bir gerekçeye dayanıyor. Katıldığım yerleride var. Farklı pencerelerden bakıp farklı analiz etmenin de sınırı yok. Adı geçen eserleri bilmek daha keyifli olacaktır elbet. Aksi yabancı sularda yüzme tedirginliği verebilir. Bazen birbirlerinden etkilenerek bazen de aynı sancılı duyguların bir kavşakta denk getirdiği acılı ruhların kesişmesine şahit tutuyor bizi bu kitap. Tolstoy'un her mutlu aile birbirine benzer, ama mutsuz ailelerin kendine özgü mutsuzluğu vardır cümlesi aklıma geldi. Ne kadar kendine özgü olsa da temel de hassas ruhların beyinde, ruhda oluşturduğu devinimde kardeş sayılırlar. Karşılaştırmalı olarak bakınca daha net görüyorum bunu. Paylaşılmış bir keder ve hüzün görünüyor satırlarında. Kısaca; (kısaca dememin absürt kaçacağı derecede uzatmış bulundum neyse) farklı bir perspektif, faydalı bir okuma olacaktır.
Benden Önce Bir Başkası
Benden Önce Bir BaşkasıNurdan Gürbilek · Metis Yayınları · 2016137 okunma
··
1.161 görüntüleme
Sofia okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş, kaleminize sağlık. Edebiyatla harmanlayınca da akıp gitti ve açıkçası böylesine güzel ifadelere yer verilen ifadelerin hiçde ‘uzun bir inceleme’ olduğunu düşünmüyorum. 😊
Hîm okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim 😊🌼 Konular çok çeşitli olunca coşturuyor insanı hâliyle. Büyük edebiyat adamlarını toplamış sonuçta 😄
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.