İlk kez bir kitapla tanışmadan önce yazarıyla tanışma fırsatına nail oldum. Türk Dili dersimizde bize katılan 
Levent Şık Hocam’a kendiyle tanışma fırsatı sunduğu için teşekkür ediyorum. 1,5 saati aşkın süre yeri geldi kendini anlattı yeri geldi sorularımızı cevapladı. Nasihat değildi anlattıkları, yaşadıklarıydı. Biz de alabildiğimiz kadarını aldık hayatımıza geçirmek üzere. Yazarlığa giden yolunu anlattı bize. İlk yazdıklarını ve şu an yazıyor olduklarını… Hayallerini, gerçekleşen hedeflerini ve gerçekleşmekte olanları…
Levent Şık Ege Üniversitesi Biyoloji bölümünden mezun olup akademik kariyerindeki basamakları tırmanmış bir botanikçi. Aynı zamanda yazarlık yeteneğini kullanan bir yazar.
Genel bir kanıdır sayısalcıların kitap okumayı sevmediği ve sözel dersleri yapamadıkları. Oysa araştırmalara bakıldığında azımsanmayacak sayıda kitap okuyanlar ve sözel derslere ağırlık verilmediği halde bu derslerin sınavlarından en yüksek notları alan da sayısalcılardır. Konudan fazla saptım kitaptan devam edelim.
Kitabın isminin ortaya çıkış hikayesini öğrendim. Burada anlatmam ne kadar doğru olur bilemiyorum. Kısa bir hikayede anlık bir karar ile belirlenmiş kitabın ismi. Henüz ortada basılacak bir kitap yokken hem de. Yazar kendine verdiği sözü tutup ilk kitabına “Camdaki İzler” ismini vermiş. Uzun yıllar boyunca yazılıp bir köşede insanlar tarafından okunmayı bekleyen hikayelerle dolu bu kitap. Betimlemelerinin detaylı olması sayesinde direkt gözümün önünde canlandırabildim. Oldukça kısa bir sürede bitti. Keşke daha fazlasını okuyabilsem diye düşünüyorken diğer kitaplarına başlamak için can atıyorum şu an çünkü yazarı ile tanışılan kitaplar okura çok daha fazla okuma keyfi veriyor. Kendisinin şiir ve roman türünde de eserleri var.
“Yazmak, resmetmektir hayatın her anını, sözcükler dilinden.” Daha nicelerini yazmanızı ve bizim de okuyabilmemizi diliyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.