Gönderi

1. Darius'un (MÖ 522-486 arasında hükmetti) hükümdarlığında, en eski merkezi Mezopotamya'nın doğusunda kalan Güney İran'daki Pers krallığı doğu-batı yönünde günümüz Afganistanı'ndan Türkiye'ye ve kuzey-güney yönünde eski Sovyetler Birliği'nin güney sınırından Mısır'a ve Hint Okyanusu'na uzanan geniş bir bölgeyi kapladı. Pers krallığının dağınık nüfusu milyonlara ulaştı. lmparatorluk yönetim yapısını Asur örneklerinden aldı ve satrapları uçsuz bucaksız toprakları, eğer söz konusuysa kralın çok az doğrudan müdahalesiyle yönetti. Satrapların görevleri düzeni sağlamak, gerektiğinde asker toplamak ve gelirleri kraliyet hazinesine göndermekti. Pers kralları, krallığın çok farklı tebaa halklarından yiyecek, kıymetli metaller ve diğer değerli mallar üzerinden vergi topladı ve zorla toplanan askerlerden kraliyet ordusuna hizmet etmelerini istedi. Devasa krallığının gelirleri Pers monarşisini mukayese edilemez derecede zenginleştirdi. Kral hakkındaki her şey, onun sıradan ölümlüler karşısındaki büyüklüğünü ve üstünlüğünü vurgulamayı amaçlıyordu. Kralın mor kıyafetleri başkalarınınkinden daha muhteşemdi; yürümesi için serilen kımuzı haWara başkası ayak basamazdı, hizmetkarları onun nefes aldığı havayı solumamak için onun bulunduğu ortamda ellerini ağızlarına kapatarak nefeslerini tutarlardı, sarayını süsleyen heykeller onu diğer insanlardan daha büyük tasvir ederdi. Kral yemeğini misafirlerinden gizli yese de, kaynak lanrun devasa boyutunu olduğu kadar, sadık tebaalarına ilgisini göstermek için de her gün yaklaşık 15.000 soyluya, saray mensubuna ve diğer destekçilerine yemek verirdi. Pers hükümdarının gücüne ve savurganlığına hayranlık ve saygı duyan Yunanlılar onu "Büyük Kral" diye adlandırmışlardı. Bununla beraber Pers kralları kendilerini tanrı olarak olmasa da, Pers dininin en yüce tanrısı Ahura Mazda'nın aracıları olarak gördüler. Zerdüşt Peygamberin öğretilerine dayanan Pers dini düalistikti, dünyayı iyi ile kötü arasındaki savaşın daimi alanı olarak kavramlaştırıyordu. Eski Yakın Doğu'nun ve Yunanistan'ın diğer halklarından farklı olarak Persler hayvan kurban etmekten kararlı biçimde kaçındılar. Özel sunaklarda yakılan ateş, dini törenlerinin önemli bir kısmını oluşturdu. Eski Perslerin dini, modem dünyada insanların ateşin dini inanışlardaki merkezi rolünü korudukları Zerdüştçülükte varlığını sürdürmektedir. Eski Pers kralları otokratik yönetimlerine rağmen genellikle dini uygulamalara ve tebaalarının gündelik alışkanlıklarına müdahale etmediler.
Sayfa 179Kitabı okudu
·
154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.