Aylin Algun
“ Bazen kim olduğumuzu keşfetmemiz için kendimizi kaybetmemiz gerekir.“
Paulo COELHO
#aslındaöyledeğil eserini bir cümle ile özetleyin deseler, Paulo Coelho’nun paylaştığım sözleri olurdu kesinlikle, yazarımızında kitabın sonunda belirttiği gibi.
Aylin Hanım, ilişkilerde günümüzün belkide en önemli sorunlarından biri olan “toksik ilişkileri“ konu olan bir eser sunmuş bizlere. Konu ile ilgili biriktirdiği hikayelerini kendi bilgisi, deneyimleri ve bakış açısıyla derleyerek #aslındaöyledeğil aracılığıyla bizlerle paylaşarak belki de ilişkilerimizde farkında olmadıklarımızı sorgulamamıza sebep olmuş yazarımız.
Hikayede, ilişkide istismarcı ve mağdur kişileri ele alarak onların davranışları, söylemleri ile güzel bir kurgu üzerinden etkileyici bir hikaye ile okuruna #aslındaöyledeğil diyor yazarımız.
Ayça ve Mehmet ile tanışıyoruz bu hikayede. Ayça sosyoekonomik olarak güçlü bir ailede yetişmiş, oldukça iyi bir eğitim almış, hayatı seven, hassas ve duyarlı, öğrenmeye meraklı ve zeki bir karakter. Hukukçu ama yazarlık mesleği ile yoluna devam eden, boşanmış ve Ela adında kızı olan bir kadındır Ayça.
Mehmet ise zekası, başarısı, kariyeri, etiketleri, sahip oldukları ve karizmasıyla parlamayı başaran ancak belki de sadece bunlar üzerinden tanımlanan ideal kimliği ile kendini ortaya koymuş, kadınlara yaşattığı “duygusal“ şiddeti de ustaca gizleyen birisidir. Eşinden ayrı ama henüz boşanamamış, bu sırada da ilişkiler yaşamaya devam etmiştir Mehmet ve aynı zamanda Kalp ve Damar Cerrahıdır.
Mehmet ve Ayça bir TV programında bir araya geldiklerinde ise toksik bir ilişkinin de fitili ateşlenmiştir maalesef.
On üç başlık altında ilerleyen bu ilişkide, her bölümün sonunda kendine not ile kişisel gelişim ve psikolojik açıdan da durumu ele alan açıklamalarıyla muhteşem bir eser #aslındaöyledeğil
Kesinlikle TAVSİYEMdir.
Syf: 352
