Gönderi

Uyan ey yolcu!!
Mesele İslâmdan uzaklaşmış olmamız, İslâmın sadece inanmaktan ibaret olmadığını ekseriyette inandığını yaşama dini olduğunu sizler de biliyorsunuz. Konuya buradan baktığımızda benim istediğim Rabbimin razı olduğu Müslüman bir kadın olmak. Son zamanlarda yaptığım her şey de bunun içindi, önceliğim Rabbimin rızası. Bunun nasıl olacağı yüce kitabımız Kuranda bilhassa Peygamberimizin yaşantısında ve sözlerinde mevcut. Bu hükümler kesin ve değişmezdir sizin de inandığınız gibi, öyleyse günümüzün dert ve telaşı için dinimizden taviz vermek bize yakışır mı? Burada Hz. Ömer'in "Cahiliyyeyi bilmeksizin İslâm üzere doğup yetişenler olduğu vakit İslâmın bağları kopacaktır." sözüne değinmek istiyorum, Allah'a hamd olsun İslamla şereflenen kimseleriz, peki cahiliyyeyi, Mekkeli müşrikleri, helak olan kavimleri de yeterince biliyor muyuz? Rabbimiz ilmimizi arttırsın, hayırlı uyanıklıklar versin... Bu kıymetli söze şu yüzden kulak verdim: bunları bilmediğimizde yaşadığımızı din sanıyoruz ki, eğer kişi içinde bulunduğu durumu hata olarak kabul etmiyorsa bunun düzelmesi imkansızdır zaten. Bunların da dışında biz gerçekten Rabbimizi tanıyor muyuz, imanımız taklidi mi yoksa bile isteye arzulayarak mı iman ediyoruz? Ben biliyorum ki isteyerek yaptığımız şeyler kadar bizi mutlu eden herhangi bir şey yok, ki Allah’ın hoşnutluğundan bahsetmedim bile... Ve hocam şunun da farkındayım biz Rabbimize hakkıyla kul olduk da Rabbimiz bizi yardımsız (haşa) başıboş mu bıraktı? İslâm sadece alan bir din değil,hatta karşılığını bire on veren islamı yaşadığımdan beri Allah’ın yardımı, dostluğu en önemlisi rızası galip geliyor. Endişelerin olması fıtrattandır lakin yüce yaratan her şeyin çözümünü verdiği gibi onun da ilacını verdi... Çözüm Kuran ve sünnettense fayda verir! Kalbinden rahatsız olan bir hastanın öncelikle göz polikliniğine başvurmayacağını şüphesiz ilkokul çağındaki bir çocuk da bilir. Allah’ın izniyle kalp gözlerimiz açıldığında asıl hakikatin farkına varacağız. Son cümlelerime farkına yeni yeni vardığım bilinçle devam etmek istiyorum: Rızık dediğimiz üç öğünde üç çeşit yemekten mi ibarettir ki derdimiz daha çok para kazanmak; azalarımız kalbimiz ve zihnimiz sukünete, esenliğe hasretken. Yoksa asıl nimet olan İslâmla huzur bulabilmek mi? Özgürlük demek her istediğini her istediğin zaman elde etmek midir, yoksa kanaatkar olup sabırla duayla Allah’a yaklaşmak ondan hayırlısını mı istemektir? Ve en önemlisi malımızın, rahatımızın, ilmimizin çokluğu bereketinden mi bolluğundan mıdır. Siz de fark edeceksiniz ki Er-Rezzak olan Allah’a iman eden kişi rızık endişesi taşımaz, Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine iman eden kişi de bilhassa gelecek kaygısı taşıyamaz kalbinde. Ve daha nicesi için, layıkıyla kul olmak için Rabbimizi tanımalıyız! İnanışım ve düşüncem bu yönde beni anlayacağınızı düşünüyorum özellikle kalbinize ulaşabildiysem daha memnun olacağım. Rabbime bana vermiş olduğu hidayetinden dolayı şükran duyuyorum, sizleri de yalnızca Allah’a kul olmaya davet ediyorum.  Heva ve heveslerimizin ahirete göçtüğümüzde anlık şeyler olduğunu göreceğiz hiç şüphesiz... Ahirete göçmeden uyan ey yolcu!! Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim... Allah bizleri dinini bilen ve yaşayanlardan eylesin, Allahumme amin 🤲🏽
··
1,080 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.