Hayata Dair Bir İnceleme
Neden hep yazılarda, şiirlerde, romanlarda arıyoruz yaşamak istediklerimizi. Misal söylenişi ve okunuşu en kolay ama yaşanması en zor duygulardan olan "Aşk". Niçin bulamıyoruz bu duyguyu, neden hasret kaldık bu duyguya? Bence sebebi karşımızdakinin kalbine değil gözlerine bakmış olmamız. Burda gözden kastım fiziksel özelliklerdir. Yani para, güzellik gibi biten fani kavramlar. İnceleyelim; parayla başlayalım: Parasına baktık, bozuk para gibi bozdura bozdura harcadık aşkı. Ardından güzelliğine, yakışıklılığına baktık; yıllar aynaları ikna etti zalim olmaya ve öyle acımasız hale geldi ki aynalar; güzeller güzeli prenses de yakışıklı beyaz atlı prens de gençliklerinde yüzünden düşmeyen gülümsemeleri bu yılların aynalarla yapmış olduğu anlaşma sonucu yerini gözyaşlarına bıraktı. İşte bizler( beyler ve bayanlar farketmez) fiziksel özellikler de aradık aşkı. Bakmadık karşımızdakinin kalbine, onun gözlerini değil kalbini, ruhunu sevmeliydik. Ama hayat bize maddi gücün büyüklüğünü öğretti. Paranın satın alamayacağı hiçbir şeyin olmadığını öğretti. Evet günümüzde gerek bayanların gerek erkeklerin hayatta kalmak için para kazanmaları gerekir. Lakin paranın her şeyi satın alacağı fikri beynimize yerleştiği an para; bizim hayatta kalmamız için değil, hayat felsefemiz haline gelmiş demektir ki, bu durum da bizleri bu sayfada, bu yazıları takip eden, aradığını, bulmak istediğini yazılarda, şiirlerde bulmaya çalışan insanlara dönüştürecektir. Yazım yanlış anlaşılmasın bu sayfa çok yerinde ve çok anlamlı bir sayfadır. Benim anlatmak istediğim maddiyatın bizleri ne hale getirdiğidir. Elimizdekileri nasıl aldığıdır. Diyeceğim odur ki ne zaman göz yerine( yani fiziksel özellikler) kalbe bakmayı öğreniriz işte o zaman yaşamaya başlarız. Kalbe bakan taraf olmamız ümidiyle herkese iyi akşamlar.
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.