Yazarın aşk ve sevgi üzerine deneme, özlü söz ve şiirlerden oluşan bu kitapta #aynadakiylesohbet adlı bir akım oluşturduğunu görmekteyiz. Yunus Emre'nin "Bir ben vardır bende, benden içeri," cümlesinden ilham aldığı görülen bu akımı yazar yürekli olabilmek, kendinle yüzleşebilmek vb. kelimeler üzerinden açıklıyor.
Denemelerini okumaya başladığımda "birini çok sevmiş fakat kahpece ayrılığı sindirememiş" bir insanın zihin dünyasına erişmiş gibiydim. Genelde bir sayfa deneme bir sayfa özlü söz olarak ilerleyen kitapta aşk, sevgi, kıskançlık, ayrılık gibi kavramlar üzerine düşünceler ve yaşanmışlıklar buldum. Sayfalar ilerledikçe çok kırılmış ama affetmeye çalışmış, kendisi kırılsa bile başkalarını incitmeden yaşamayı kendine düstur edinmiş bir insanla sohbet etmeye başladım. Gittikçe farklı konular üzerinde kendi içinde çatışmaya başlıyordu. İçindeki çatışmalar diyalog halinde yazılarına da yansıyordu. Sayfalar akıp giderken kendimi kitabın sonunda buldum ve anladım ki ben her okuduğumda aslında #aynadakiylesohbet ediyordum. Sohbet ettiğim bendim. İçimde birbiriyle savaşan düşüncelerdi. Belki kitap Arkadaş kelimesinin etimolojisi haricinde bilmediğim bir şeyi bana sunmamıştı. Fakat #aynadakiylesohbet etmemi sağlamış bana unutmaya yüz tutan düşüncelerimi hatırlatmıştı.
Bu kitap bana yazarı tarafından hediye edilen, yorumlanması istenilen bir kitaptı. Yazarın eleştiriye açık olması, maddi çıkar gözetmeksizin sadece anlaşılmak ve anlatabilmek adına bu kitabı ortaya çıkarması. Günümüz adına görmeye pek alışmadığımız manzaralar. 
Yılmaz Akbaş'a bu güzel hediye için teşekkür ediyor ve yazın hayatında başarılar diliyorum. Keyifli okumalar...
··
1 plus 1
·587 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.