Gönderi

207 syf.
·
Not rated
·
Read in 24 hours
İncelemelerimi okuyanlar bilir. Hem eskilerimi hem yenilerimi toparlayacağım bu incelememde. 90’ların sonuna çocukluğunu yetiştirenler bilir. Mutlaka her ailede bir anlatıcı olurdu. Dantelle televizyonların örtüldüğü yıllardı. Dantel kaldırılır televizyon açılırdı. Hayır böyle olmazdı. Ev ahalisi toplanır, misafirler gelir, yer sofrası serilir yemekler yenir, sonra muhabbet başlardı. Mustafa Kutlu’nun hikayeleri bana o zamanları hatırlatıyor. O sebepten listemde en üst sırada duruyor kendisi. Dantellerin kalkmadığı televizyondan gelmeyen seslerin üstüne binen o muhabbet sesleri. İşte oradan sesleniyor bana Mustafa Kutlu… Bir ARAYIŞ’ın hikayesi diyebilirim bu kitaba. Bir zamanlar ben bir deneme yazarken “ kalp-akıl-ruh” üçlemesi içerisinden çıkamamıştım. Kendimce cevap arıyor dolanıyordum kelimelerimin içinde. Yarıda bıraktım… soğuk bir kış sabahı Eyüp Sultana sabah namazına gidip ardından sahile yürüyüşe çıktım. Üçlemem halen aklımda iken “ buldum” diyeceğimi beklemeyin. Bulamadım… Gelelim kitaba… Beni etkileyen bu üçlemenin benim haricimde yazarın aklında da dolaşması. Kitap kahramanı Nur hanımın arayışta olması. Hem günümüzün hızlı yaşantısı hem tasavvuf ehlinin sakin yaşantısı. Yazar bu kitapta abartmıyorum Nesimi gibi gâh gökyüzüne çıkarıyor gâh yeryüzünde gezdiriyor. İğde kokusuyla başlayan bir kitap. İçinde onlarca çiçek, her sayfada farklı bir koku. Yunus Emre’nin erik ağacı bile var. Hem de çiçek açmış haliyle. Henüz meyvesi yok… Mustafa Kutlu okuyanlar kitaplarında Tanpınar’dan söz ettiğini bilirler. Ben henüz Tanpınar’ın Beş Şehir kitabını okumadım. Lakin Mustafa Mustafa Kutlu’dan okuduğum kadarıyla baya bir içeriğini öğrendim. Kitabı okumak farz oldu… Kendime not : Memlekete döndüğüm zaman Mustafa Kutlu’dan aldığım notlarla ve Tanpınar’ın Beş Şehir kitabını rehber edinerek gezeceğim oraları…
Nur
NurMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20144,061 okunma
·
543 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.