"İnsanlar 'Neden cinsel suçlar ve çocuk suçları üzerinde çalışıyorsun?' diye soruyorlar. Bundan hoşlanmıyorum. Ama birinin bunu yapması gerekiyor. Ve iyi yapması gerekiyor."
°
Herkese selamlar kitapsever dostlarım . Bugün çok sevdiğim polisiye türünde güzel bir kitabın yorumuyla geldim.
°
T. Christian Miller, Ken Armstrong - İnanılmaz
°
Martı Yayınları'nın polisiye kitaplarını çok seviyorum. Daha önce bu türden Tess Gerritsen kitaplarını okumuştum çok sevmiştim. Çevirilerini de çok beğeniyorum.
Pulitzer Ödüllü iki gazeteci, tecavüzü gerçekleriyle ceza ve adalet sistemindeki kırılmaları tüm yönleriyle aydınlatıyor. Bu tarz yaşanmış olaylardan yazılan kitapları ayrı seviyorum. Okurken insanın içine dokunuyor, hüzünlendiriyor, farklı duygular yaşatıyor. Birde yazarların araştırmacı gazeteci olması kitaba ayrı bir hava katmış.
Kitabın ayrıca yakın zamanda Netflix'de dizisi yayınlandı. Kısa zamanda izlemek istiyorum. Bu tarz kitapların dizi ve filmleri de çok güzel oluyor.
Kitabımızın konusuna gelecek olursak, 11 Ağustos 2008’de on sekiz yaşındaki Marie, Washington, Seattle yakınlarındaki dairesinde maskeli bir adamın kendisine tecavüz ettiğini bildirdi. Birkaç gün içinde polis ve Marie’nin en yakınları onun hikâyesinden şüphelenmeye başladı. Çünkü bu zamanlarda özellikle Amerika'da bu tarz davalarda yalan faktörü ön safhada. Acaba Marie gerçekten tecavüze uğradı mı? Yoksa yalan sözlerde mi bulundu?
Hikâyesindeki tutarsızlıklar ve başkalarının şüpheleriyle yüzleşen Marie, kendini kaybetti ve anlattıklarının yalan olduğunu söyledi. Polis, onu yalan ve yanıltıcı ifade vermekten suçlu buldu. Bu noktadan sonra yapacağı pekte bir şey kalmamıştı. Suçunu kabul etti ve hapise girdi.
İki yıl sonra bir cinsel saldırı vakasını araştırmakla görevli iki dedektif, bir seri tecavüzcüyle karşı karşıya olduklarını keşfetti: Kurbanlarını fotoğraflayan, görüntüleri çevrimiçi olarak yayınlamakla tehdit eden ve tüm fiziksel kanıtları silmek için hesaplanmış adımlar atan bir adamla. Bu noktada Tess Gerritsen romanlarında ki gibi Güçlü iki kadın dedektif görüyoruz. Bence kadınlar bu işte daha iyi oluyor. Gerek olayın üstüne gitmek olsun, gerekse karşı tarafın bir kadın olmasından dolayı onun duygularını daha iyi anlamasından dolayı. Kitabı okurken bunların gerçekten yaşandığını bilmek sizi gerçekten geriyor. Dünya üzerinde ne kadar çok bu olaylara maruz kalan kadınlar var bunu bilmek çok acı verici. Bazı yerlerde adeta kanım dondu.
Bu tarz yaşanmış hikayeler ve polisiye, gerilim tarzı severler için muhteşem bir kitap. Kitabın dilini çok beğendim akıcıydı. Aralarda Soruşturma dosyalarına, kapsamlı röportajlara yer verilmesini de çok beğendim. Bu güzel kitabı bizlerle buluşturan 
Nurdan Ç Topal 'ne teşekkür ederim
Herkese mutlu, huzurlu, kitaplı günler dilerim dostlarım.
#Alıntılar1
Tecavüz kurbanları hayatta ve yaralıydılar.
Acıları her zaman yüzünüzdeydi ve bir daha asla bakışlarınızı çeviremezdiniz. "Yapboz yaparken, çoğu insanın yaptığı ilk şey tüm parçaların ön yüzünü çevirmektir. Ardından onları kenar parçaları, köşe parçaları ve gövde parçaları olarak ayrılırlar. Sonra, parçaları nasıl bir araya getireceklerini anlamak için kutudaki resme bakarlar." Kadınların sadece beşte biri tecavüze uğradıktan sonra polise başvurmaktadır. Suçun lekesi açıkça konuşmaya ciddi bir engel oluşturmaya devam etmektedir. Kadınlar, arkadaşlarının veya ailelerinin neler olduğunu öğrenmesinden veya ciddiye alınmamaktan korkmaktadırlar. Ya da saldırıyı yasaların müdahalesini hak edecek kadar ciddi görmemektedirler. Ya da polisin bir erkek arkadaşı, bir kocayı, çocuklarına bir babayı hapse atmasına yardım etmek istememektedirler.
·
161 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.