“…
— Serhat’ım, yine hüzünden gemiler yapmış, denize açılmışsın..
— Efendim, ruhum tesbih taneleri gibi kopuk, dağınık, ruhumda nasır tutmuş acılarım var..
…”
S/126
Sılanın mesafelerle değil yaşamlarla arandığı bir gurbet hikayesi ve parçalanmış bir ailenin dramı..
Nice duyguların en çok da acının neredeyse dokunulacak kadar yakın sesleri..
İnsan acıya dokunabilir mi? Kahramanımız Serhat dokundu kaç kez. Sadece acıya mı peki, hayır huzura, sevgiye de dokundu.. Olay örgülerinin sonunda mutlaka baskın çıkan bi’ hissi yaşattı bize ama en çok da acıydı/ acıttı..
Karakterler.. Bir kişinin üzerinden ilerlese de kitap, her bir kişinin hayatından bakınca onları da dinlesek, okusak dedim içimden, zira hepsinin ayrı/ özel hayatları var.. Ama hangi karakterin hayatını okusak denilse, Behram Bey derdim. Başta verdiğim alıntıdaki gibi nice değerli cümleleri var kendisinin.. Onun gibi güzel insanlara ne mutlu.. Ve yakınında öylesi insanlar olanlara..
Ayrıca bir olaydan çıkışla yazar tümevarımla dünyaya/ insanlığa da açılıyor. Bize de sesleniyor, uzaktan okumuyorsunuz yaşananları yanıbaşınıza alıyorsunuz..
Ve Diyarbakır’ın kültürel değerlerle öğretici bir şekilde tarif edilmesi, bilenlere bildiğinden bilmeyenlere de yeni tadında bir lezzet katıyor kitaba..
Kimi usta şairlerin/ yazarların satırlarının sohbetlerle harmanlanmış olması da ışıl ışıl bir parlaklıkla yüreğinizi alıyor..
Kitapta neler oluyor/ sonunda hikaye mutlu mu bitiyor, bu da okuyacak olanlara kalsın..
Keyifle takip ettiğim okurlardan olan
ÖmeR ‘ın bu ilk kitabının nice satırlarına aydınlık bir kapı olmasını dilerim, kendisinin kalemine/ vaktine sağlık..
Keyifli okumalar/l/a..
Başlık: S/152