Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
7/10 puan verdi
Aşk! Milyonlarca yıldır gündemden düşmeyen, türlü tutkularıyla gözlerimizin harını ateşleyen, yanmamızı sağlayan, binlerce efsaneye ve yapıma konu olmuş o büyülü, kutsal duygu! Hiç şüphesiz aşk ve sevgi, günümüzde insanoğlunun yaşamını sürdürmesinin ve bitmeyen arayışlarının temel objesi... Aşk yolunda çok seviyor, bağlanıyor, acı çekiyor ve mutluluğu kovalıyoruz. Peki aşk bireysel açıdan mükemmelleştirilebilir ve birey açısından öznel bir forma sokulabilir mi? Kişi bu bireysel tutkusu yüzünden aşkının özgürlüğünü kısıtlayabilir mi? Aşka bireysel fedakarlıklar da dahil midir? Günümüzde anı akım medya haber bültenlerinde bize böyle olabileceğini görüntülerle gösterseler de tabii ki cevap koca bir HAYIR! Ünlü polisiye yazarımız ve her kitabını merakla beklediğim Ahmet Ümit, bu "koca hayır"ın tüm nedenlerini "Bir Aşk Masalı" adlı yeni kitabında sıralıyor. Polisiye ve macera romanlarıyla beğenimizi kazanan yazar, kariyerinde ikinci kez bu yola sapıyor ve roman özellikleri altında bir masal kitabı hazırlıyor. Evet yanlış duymadınız, masal kitabı...Hem de büyükler için! Bu eseri okurken, sanki Ahmet Ümit sallanan bir sandalyeye oturmuş ve masalını anlatmaya hazır bir şekilde bekliyor; biz büyükler de sıralı olarak yanındaki minderlere ilişmişiz ve masalı dinlemeye hazır bir şekilde bekliyoruz gibi hissediyorum. Ümit'in üslubu ve masalın sürükleyiciliği, sizi kesinlikle kurgunun içine çekiyor. Annemerie Schimmel'in "Eril 3, dişil 2 ve bunların bölünmez birleşimi olan 5" kuramı, masal boyunca bizi bırakmıyor. Masalın beş ana kahramandan yola çıkarak, Ahmet Ümit'!in bu metninde "5" çok önemli! Masalın bir diğer güzel yanı, kadınların çok belirleyixi oluşu... Yani ataerkil düzenin mücadelesini değerlendiren, gücünü ve kıymetini gösteren, erkeği değerlendiren ve seçen kadınlar! Aşk ve masalın aslında birbirine çok benzediğini vurgulayan Ahmet Ümit, bu amaçla bu eseri oluşturmuş. Ailesinden gelen masal anlatıcılığı mirasını devralmış ve zengin bir metin ortaya koymaya çalışmış. Sayfalara daldıkça ve alt metinleri algıladıkça aslında bu kitapta Moby Dick'e, Don Kişot'a, Bin Bir Gece Masalları'na, Vahşetin Çağrısı'na, Ateşi Yakmak'a ve hatta Beyaz Diş'e bile göndermeler olduğunun farkına varıyorsunuz. Yani aslında Ahmet Ümit de kendi içinde gençliğine doğru bie yolculuk yapmış, kendisine anlatan masallardan ve okuduğu kitaplardan esinini bulmuş. Günümüz ataerkil toplumunda erkekler ebeveynleri tarafından "Ağam, paşam!" şeklinde yetiştirilince, bu çocuklar istediğini yapması için serbest bırakılınca, "İstediği kızı alırız oğluma!" denince ve büyüyen erkek bu özgüven patlamasıyla kadınları kendisine hizmet edecek bir varlık olarak görünce; haliyle aşk biyolojik açıdan şekil değiştiriyor ve kadınlar için bir esarete dönüşüyor. Erkekler zorla, şiddetle aşkı ele geçirmeye çalıştıkça; aşkın özgürleştirici yanı kayboluyor ve büyü bozuluyor. Bu temel anlamdan yola çıkan Ümit, aşkın özgürleştirmesi gerektiğinin ve seçenin her zaman kadınlar olduğunun altını çiziyor. Kadın daha yüce bir varlıkken, erkeğin anlamsızca yüceleştirilmesinin eleştirisini zekice yapıyor. Kadının özgür olmadığını, eşit olmadığını, hep mücadele verdiğini ve can güvenliğinin bulunmadığını; yazarın masalda beş prense bir kadın göndermesi, kadının özgür olması ve seçim hakkının onda bulunması ironisiyle çok daha iyi kavrıyoruz. Erkekler kadını ne kadar severse sevsin, onun için haneler/saraylar inşa ederse etsin; eğer kadın özgür değilse, o inşa edilenler ve o ülke, erkek için bir sevgisizlik hapishanesine dönüşüyor. Vicdanlarının susmayacağı, ve ömür boyu pişmanlıklarını hatırlayacakları bir hapishane! Ahmet Ümit'n zekasını ve deneyimlerini bir kez daha takdir etmek gerek burdan! Umarım Ahmet Ümit'in zeki eleştirilerini ve benim açılımlarımı hala anlayabilecek duyarlı erkekler kalmıştır ! Bilinmeyen bir zamanda dünya üzerinde barış içerisinde yaşayan, bolluk ve bereket içinde yaşayan beş kıta bulunurmuş. Bu beş kıtada her mevsim karlı Karlar Ülkesi, çöllerin ortasında kurulu Kum Ülkesi, denizler arasında bir ada olan Su Ülkesi, her daim fırtınalı Rüzgar Ülkesi ve yüksekte bulunan Dağ Ülkesi konuşlanırmış. Bu beş kıtayı adaletle yöneten kralların da sadece birer oğulları varmış. Bir gece bu beş prens, aynı rüyayı görmüşler ve bu rüyadaki güzeller güzeli hayallerini süsleyen kıza aşkla bağlanmışlar. Kahinlerinin bu rüyayı aşka çağrı olarak değerlendirmesiyle prensler, hayatının aşkını bulmak uğruna hazırlanmışlar. Bu yolculukta onlara kahinlerin öğütlediği beş ilke eşlik edecektir: Kararlılık, cesaret, tutku, iyilik ve özgürlük. Bunların içinde prensler için en önemli olan özgürlüktür; çünkü özgürlük olmadan diğer ilkelerin bir hükmü kalmaz. Tüm bunların farkına varan prensler, yanına aldıkları dört cesur adamla birlikte türlü serüvenlere atlamışlar ve kahinin kendilerine belirttiği dört ilkeyi başarıyla sergilemişler. Ancak serüvenin sonunda ulaştıkları güzel kızlar, prenslerin rüyasındaki kadın değilmiş. Bunun üzerine arayışlarına devam eden prensler, bir handa karşılaşmışlar ve hancının önerisiyle yeni bir fikir geliştirmişler. Eğer güzel kız hiçbir kentte bulunamamışsa, o kız prenslerin inşa edeceği yeni bir kente gelecektir. Ülkelerinden dört bir yandan gelen insanların desteğiyle bu yeni kenti beş yıl içinde rüyalarındaki gibi oluşturan prensler, güzel kızı beklemeye başlamıştır. Ancak Aşk Tanrıçası'nın bu yiğit prenslere söyleyeceği son bir söz daha vardır.
Bir Aşk Masalı
Bir Aşk MasalıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20228,2bin okunma
··
1.154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.