Gönderi
Hayatımda okuduğum açık ara en iyi psikoloji kitabıydı diyebilirim. Bunu sağlayan da cok iyi psikolojik teknik vermesi, teorik bilgi öğretmesi falan değildi. Aksine kitapta ne şemalardan ne modlardan ne de bilişsel terapinin yontemlerinden bahsediliyor. Kitap sadece sizinle sohbet ediyor, sanki Tülay Kök mesleğiyle ilgili anılarından ve bilgi birikiminden sizinle karşılıklı kahve içerken öyle bir bahsetmek istemiş gibi. İnanılmaz akıcı, elimden dusuremedigim bir anlatımda. Buram buram tecrübe kokusu geliyor. Türkiye'de uzun yıllar terapist olma tecrübesini inanılmaz faydalı bir hale getirip harmanlayıp bize sunmuş Tülay Kök. Özellikle de cevremizde sık sık görür duyar olduğumuz hatta en içinde olduğumuz ilişkilerden, toplumumuzun erkekleri, kadınları ve onlarin ilişkilerinden öyle bir bahsediyor ki bu kadın bizi tanıyor diyorsunuz. Evinizin icine kadar tanıyor. Ozellikle hemcinslerime veya evlilik kurumu icerisinde/yakininda olanlara düşünmeden önereceğim bir kitaptır.
Kadın olmayı oyle bir anlatıyor ki, yeri geliyor kızıyorum sonra diyorum ki aslında haklı; yeri geliyor gururlu mutlu oluyorum, yeri geliyor kendimle yüzleşiyor, annemi düşünüp duruyor, üzülüyorum.
Özellikle günümüz toplumunda iç güdülerimizi susturdugumuzdan bahsettiği bir bölüm vardi ki çok derin, çok manalı bir bölümdü. Hayran oldum, sevdiklerimle hemen paylaştım.
Tülay Kök aynı zamanda git gide artan kişisel gelişim kitaplarının da bazi yanlarını eleştiriyor. Bu kitabı bulana kadar tonla kişisel gelişim kitabini kendi kaybettiğim benliğimi toparlamaya çalışırken okumuş olan ben, şahsen bazı zamanlar neden kaş yapayım derken göz çıkardığımı da fark etmis oldum.
Bir arkadaşımın önerisiyle YouTube kanalına şöyle bir bakayım ne anlatıyor diye girdiğim Tülay Kök, artık çoğu boş vaktimde ya kitabına ya videosuna ya da podcastine sarıldığım bir isim haline geldi.
·
176 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.