Gönderi

68 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
“Hayatı idrak etmeye çabalayan özgür ve derin düşünce, saçma dünyaevi kaygıları tamamıyla hor görme; işte bu iki şey, insanın daha yükseğini göremeyeceği iki lütuftur.” ° Herkese selamlar kitapsever dostlarım . Bugün Rus Edebiyatı'nın önemli isimlerinden olan Çehov ile geldim. Okuduğum ilk kitabı ve bende derin yaralar açtı. Tespitleri inanılmaz. ° Anton Çehov - Altıncı Koğuş ° @1ay1harf etkinliğinde son 15 gün "A" harfi seçtiğim kitabımı bitirdim. İyiki bu kitabı seçtim. Sizde bu etkinliğe katılmak isterseniz mesaj atmanız yeterli.
Furkan Özcanoğlu
Furkan Özcanoğlu
ve
Özlem Berfin Akçar
Özlem Berfin Akçar
nın oluştuğu güzel bir grup her ay hangi harf çıkıcak diye bekliyorum . Neredeyim ben? Burası neresi? Evime, evime gitmek istiyorum! " Tımarhane ziyareti etmeyi seven de pek bulunmuyor " diyor kitapta... Mantıken hepimiz huzurevine gideriz çocuk esirgeme kurumlarına gideriz barınaklara gideriz ama Tımarhanelere neden gidelim değil mi? Bu kitabı okuduktan sonra bu algımızda yıkılacağına inanıyorum. Ivan Dmitrich'inde dediği gibi" bizi burada neden tutuyorsunuz? Dışarıda o toplumun içinde o kadar çok deli var ki bunun cezasını neden biz çekmek zorundayız? Onları neden yakalamıyorsunuz ya da bizi neden bırakmıyorsunuz? Kitabımız bir taşra kasabasında bulunan bir akıl hastanesinde geçen bir olayı, bir söyleyişi, bir çatışmayı anlatmaktadır. Hemde nasıl bir anlatım. Adeta yaşatıyor. İnsanı derinden etkileyen ve her cümlesinden ayrı bir ders alınacak bir kitap. Bir doktor ile hastası arasında gerçekleşen sohbet üzerinden ilerleyen kitabımızın her karakteri çok ilginç. Doktor Andrey Yefimıç kendini kalabaliklarin içinde yalnız hisseden bir karakter. Etrafındaki kimsenin onu anlamadığını düşünüyor ve bilgili , kültürlü bir dost arayışı içinde. O dostu ise 6. Koğuşta , bir hasta:Ivan Dmitrich. Peki toplum ne diyor bu arkadaşlığa? Bir doktorla bir hastanin arkadaş olması nasıl karşılanıyor? Cevabı Anton Çehov vericek size. Kitap hakkında biraz araştırma yaptıktan sonra internette gezinirken, şöyle bir şey çıktı:"Lenin kitabı okuduktan sonra dehşete kapıldığı, bir süre kendine gelemediği ve "Kendimi Alıncı Koğuş'a kapatılmış gibi hissettim" dediğini okudum. Ne kadarı doğrudur bilinmez ama kitap gerçektende etkisi altına alan cinsten. Genel anlamda Çehov kitaplarında nihai bir sonuca varmaya çalışmak yerine (mutlu son, mutsuz son gibi) anlam derinliğiyle kapıyı açık bırakır. Bu kapıyı açık bırakmasının sebebi de izleyicinin kafasını içeri sokmasını beklemesidir. Yani sanat emek ister, derken eseri okuyan veya izleyenin de emek harcamasını ister. Yani net bilgiyi vermek yerine ucu açık sorularla çeşitlenmesine fırsat verir Çehov. Uzun uzadıya tasvirleriyle sıkmaz sizi fakat karakterlerin analizini yapmadan da geçemez. #Alıntılar "Elimizin altında kitaplar var ama bu canlı bir sohbetin, karşılıklı ilişkinin yerini tutmuyor." Bence kitaplar notaya, sohbet ise şarkı söylemeye benziyor. Namussuz insanların karnı tok ve sırtı pektir; namuslu insanlarsa bir lokma ekmeğe muhtaçtır. "Maddi ve manevi pisliği bir yerden kovsanız, o mutlaka ordan kalkıp bir başka yere konar." "Sanki dünyanın bütün gazabı sırtına binmiş, kendisini kovalıyor gibi..." Dostoyevski ya da Voltaire' in eserlerinin birinde, birisi "eğer tanrı olmasaydı bile insanoğlu onu icat ederdi" demiş. "Hem zaten ölüm, herkes için doğal ve yasal bir sonuç ise insanların ölmesine ne diye engel olmalıdır? "... akıl, elimizde olan biricik zevk kaynağıdır. Oysaki biz burada bu zevkten yoksunuz. Kitaplarımız var, o kadar."
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,5bin okunma
·
147 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.