Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kendilik
Kendinden yana bir kişinin çıkması karşısında duygulanan zavallı Cumali, başını omuzlarına gömerek gözlerini koca koca etmişti. Bu haliyle Ayten Hanım’ın ağzına bakarken ağlayacak gibiydi. “Ay çocuklar hep böyle şekerim. Cumali yine iyi, geçenlerde de bizim Berke çantasını unutmuş. Akşam ders yapmak için arıyor tarıyor ama yok. Bulamayınca bunu bir düşüncedir almasın mı? Gittim yanına, ne arıyorsun Berkeciğim dedim, anne benim çantamı gördün mü dedi. Her zamanki yerine baksana oğlum dedim, vestiyerin yanına falan. Baktım ama yok derken masum bir dalgınlığa gömüldü. Aslında biliyordum ki, o gün çantasız gelmişti eve. Ama bu problemini kendisi fark etsin istiyordum. Bu amaçla dizlerimin üzerine çökerek ellerinden tuttum. Gözlerinin içine bakarak Berkeciğim dedim, iyi düşün canım, sen bugün kapıdan girdiğinde sırtında çantan var mıydı? Ha tatlım?..” Ayten Hanım’ın yüzünün gülümsediği anda Cumali’nin yüreğinden ılık ılık bir şeyler gözlerine hücum ediyordu. “Elini alnına vuran bizim yumurcak, ıyyy! diyerek ensesini kaşıdı. Ama ben çantamı unuttuğumu da unuttum yaa!..” Kendini kasıp duran Cumali, tam bu anda ağzından sıçrayan bir gülüş demetine engel olamadı. “Gördün mü şekerim, seninki gene iyi, bizimki unuttuğunu da unutmuş!” diyen Ayten teyzesine bakarken babasını hatırladı. İçinde bir kayaya toslamışçasına birden durakladı. Ağzından fırlayan acemi bir gülüş, ileri gitmeye gözü kesmeyen ürkek bir ceylan misali eski yerine döndü. Yüzü sönümlendi. “Yaa, Emine Hanım, yavrucaklar hep böyle,” diyen Ayten Hanım kapıdan çıkmak üzereyken: “Şunun sevimliliğine bak, ay kıyamam!” diyerek kendisine bakmış, yetmezmiş gibi başını okşamıştı. Fakat ne acıdır ki, bu okşayış Cumali’ye fena dokunmuştu.
Sayfa 44 - CumaliKitabı okudu
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.