Pek çok lider gibi Atatürk de her asırda ve coğrafyada görülebilen aşırı iki ucun sürekli mağduru olmuştur. Uydurulan bazı efsaneler şunlardır:
- İngiliz kralının güya Atatürk'ün elin öpmesi,
- Atatürk'ün Tokyo'ya ve Paris'e cami yaptırması, - Muhammed (as) 'ın kabrini Vahhabilerden kurtarması,
- Filistin için kanımızı dökeriz demesi
- Che'nin çantasından Nutuk çıkması
- ''Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır"
- ''Bir gün benim sözlerimle bilim çelişirse bilimi seçin" ve "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz" demesi, Atatürk'ün kendi cebinden para vererek Kur'an tefsiri yaptırması,
- Atatürk'ün hayatında 19 mucizesinin olduğu., - Atatürk' ün sofrasında 90 'ı aşan kral ve devlet başkanının olduğu. vs
Bunların tamamı uydurma olmakla birlikte Atatürk övgücülerinin ürettiği bazı örneklere temas etmek yerinde olacaktır.
Güya Atatürk şöyle demiştir: "Efendiler, Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı oldukları Selçuklu ve Osmanlıyı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki: bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeğe geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir. Ayrıca unutmayın ki; o gün geldiğinde, her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır."
Atatürk'le ilgili hiçbir resmi kaynakta ve arşivde bulunmayan, yakın çevresinden hiç kimsenin nakletmediği ve hatıralarında yer vermediği bu cümleler özellikle Atatürkçü bir kesim tarafından sonuna kadar kullanılmıştır.
Bu uydurma;
- Anıtkabir Derneği Başkanı Şadi Öner tarafından 2015 yılında Anıtkabir Dergisi'nde yer almış (yıl 15, sayı 57, Nisan 2015, s.l);
- Mehmet Türker tarafından ''Atatürk' ün müthiş öngörüsü! .. başlığıyla 14 Eylül 2016 tarihli Sözcü'de yayınlanmış;
- Gazeteci Fatih Portakal tarafından 20 Temmuz 2017 günü Twitter'dan paylaşılmış;
- Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız tarafından ''doksan yıl önce Atatürk bugünü görmüştü" açıklamasıyla 18 Aralık 2017 günü Meclis'te okunmuş ve CHP sıralarından alkışlanmış;
- 2017 yılı sonlarında CHP Milletvekili Haluk Pekşen tarafından Halk TV'de okunmuştur. Bugüne kadar daha birçok yazar ve ünlü tarafından paylaşılmıştır.
Sosyal medya sayfalarında binlerce paylaşım yapan ve beğeni alan bu efsane, halkımızın kaynak sorma merakının olmadığını, yalanlara ne kadar çabuk inandığımızı, ciddi sayılabilecek kişi ve kurumların da insanları yanıltabileceğini ve bilimselliğin yerini duygusallık alırsa aldanmanın ve aldatmanın ne kadar kolay olduğunu fazlasıyla kanıtlamaktadır. Galiba burada şu soru sorulmalı; Atatürk ya da tarih kimlerden öğrenilmez? Pek çok yanıtı olan bu soruya en genel ve geçerli cevap şu olsa gerek; Atatürk, yakın tarih veya tarih -kaynak vermeyen, metin tenkidi yapmayan ve ideolojik hırslarının esiri olmuş- sosyal medya yazarlarından öğrenilmez. Sosyal medya tarihçiliği yapanlar bu platformda gördüklerini gerçek zannedip kitaplarına taşıyarak hem kendilerini hem de okurlarını zehirlemiş olurlar.