Gönderi

352 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kadın!
KADIN! Son zamanlarda modernizm putuna hapsolmuş değeri alçaltılmak, yok edilmek, yalnızlaştırılmak istenen varlık. Dünya ülkelerinin geneli, büyük bir feminizm terörü altında inliyor. Kadını "ilah" ilan eden feminist zihniyet, kadını kullanarak aile kurumunu bitirmeye çalışıyor. Dillerden düşmeyen "güçlü kadın" vurgusu, kadın iktidarı üzerine kurulmaya çalışılan yeni dünya düzeninin habercisi. 'Kadın' ısrarla aileden koparılıp toplumun malı olması için yönlendiriliyor. Güya kadına iyilik adına yapılan bu çabalar; kadınlara öfkeden, yalnızlıktan, mutsuzluktan ve değer kaybından başka bir şey getirmedi. Toplumsal etki ile aile içinde erkeğin hegemonyasından çıkarılma iddiasıyla çalışmaya zorlanan lâkin dışarda başka bir erkeğin hegemonyasına hapseldilmek istenen Kadın ve Kadın istihdamı.. Asıl dert ne biliyor musunuz? Kadına hükmetmek. Çünkü kadına hükmedebilirlerse nüfusa hükmedecekler. Böylelikle planları istedikleri doğrultuda ilerleyebilecek. İnsan nüfusunu azaltmak için doğumlara dahi müdahale eden yeni dünya düzeni "Aile" kavramını ortadan kaldırmak için alfabedeki bütün harfleri kullanarak cinsiyet türetme çabasında hatta sosyal medya aracılığı ile özendirme ve normallestirme yaparak kitleleri etkisi altına alıyor. Yeri gelmişken şu alıntıyıda buraya eklemek istiyorum.. “ Yahudilerin dünya üzerindeki nüfusu on beş milyonken, yedi milyar civarındaki dünyaya nasıl hükmedeceklerdi? Kendilerinden olmayan insan nüfusunun bu kadar fazla olması, onlara ciddi bir sorun teşkil etmeyecek miydi? Elbette edecekti fakat siyonizm için bu sorun öyle büyük bir sorun değildi. Bu sorunu da iki aşamalı bir planla aşmayı hedeflemekteydiler. Bu hedeflerden ilki dünyayı bin tane devletten oluşan bir federatif yapıya dönüştürmek ve en tepeye siyonist devleti getirmek, ikincisi ise dünya nüfusunu beş yüz milyona indirmekti.” İnsanları, doğuştan gelen cinsiyetlerinden uzaklaştırmak, farklı cinsiyetlere geçişi teşvik etmek amaçlı bir dayatma söz konusudur. Hedef, evliliklerin azaltılması ve sonlandırılması böylece de ailenin yıkılması, toplumun, devletin zarar görmesidir. Cinsiyet dayatmasını özendirerek çeşitli kavramlar ile zihinlere empoze ederek bir özgürlük-müş gibi lanse ediyorlar. Eğer kişi kendisini hissettiği cinsiyette görmek istiyorsa o şekilde hayatını sürdürmeye devam etsin. Ameliyat olmasın. Vücudundaki bazı azaları ameliyatla değiştirip kadın olmaya ya da erkek olmaya çalışmasın. Eğer biyolojik cinsiyet önemli değilse, psikolojik cinsiyet önemliyse kişi, hissettiği cinsiyette ameliyatla vücudunda değişiklikler yapmaksızın hayatını sürdürsün! 'Kadına şiddet' hususuna gelecek olursak bugüne kadar bu başlık altında atılan hangi adım şiddete çare olmuştur ya da şiddetin önüne geçmiştir? Şiddeti önleme çareleri arasında ısrarla toplumsal cinsiyet eğitimi vurgulanmaktadır? Kadına şiddeti önleme ile toplumsal cinsiyet eğitimi ve cinsiyet eğilimini açıklamaya teşvikin doğrudan nasıl bir bağlantısı vardır? Düşünün nasıl bir hinlik! Hedef tam olarak Toplumsal cinsiyet eğitimi vurgusu yapılarak ve cinsiyet eğilimleri fütursuzca ifade ettirilerek kadına şiddetin önlenmesi değil, yaygın taraftar bulmuş bu söylemden yararlanılmak, istismar edilmek suretiyle ailenin yıkılmasıdır. Vee son olarak şunu da eklemek istiyorum.. Kadın cinayetlerinin bir numaralı tetikleyici sebebinin alkol ve uyuşturucu olduğu yapılan araştırmalarda da görülmektedir. O çok övülen özgürlükçü sanılan Avrupa ülkeleri, istatistik verilere göre kadına şiddette ilk sıralarda yer almaktadır. ________________
Kadına Rüşvet
Kadına RüşvetEbubekir Sofuoğlu · Nesil Yayınları · 201928 okunma
··
3.273 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Emre Gündaş okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık güzel harika bir inceleme olmuş 🌟
Tâhir okurunun profil resmi
Ellerinize sağlık, inceleme müthiş.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.