Gönderi

Amerikalılarla, İngilizler Kızılordu mensubu olanları (askerler), sorgusuz sualsiz vermeye devam ediyorlardı. Ruslar da bunları alır almaz münevver olanları Karpat dağlarının ormanlık bölgelerinde hemen kurşuna diziyor ve izlerini kabettiriyordu. Türk asıllıların imhadan kurtulmak için başvuracakları tek çare, Sovyet çizmesindeki Türk yurtlarından olmadıklarını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Almanya'ya çalışmaya veya okumaya geldiklerini söylemekti. Sonra da yollar kapatıldığından dolayı memleketlerine dönemediklerini, hava bombardumanları arasında da eşyaları ile birlikte pasaport ve diğer vesikalarını kaybetmiş olduklarını söylemekten ibaretti. Almanya'da, Fransa'da, İsviçre'de ve İtalya'daki göçmen ve esir kamplarında kalan az miktardaki Türk asıllılar bu yola başvurdular. Bulundukları kampların idarecileri bunların Türkiye'deki adreslerini alıyor ve Türk konsolosluklarından bilgi istiyordu. Gereken pasaportların verilmesiyle bunların Türkiye'ye gönderilmelerini istiyordu. Fakat o günlerin Türkiye konsolosluklarının durumu ve bu talihsiz insanlara gösterdikleri ilgi ve yaptıkları muamele başlı başına bir dertti. Buna rağmen durum bu esir kamplarında bulunan talihsiz Türklerin lehine bir dönüş gösteriyordu. Savaş yıllarında Amerika ve İngiltereye her türlü kolaylığı gösteren Sovyetler Birliği'nde istedikleri yerlerde hava üsleri kurmalarına müsaade eden Kremlin, 1945 senesi sonlarında dost çehresini tamamile değiştirmişti. Artık Stalin'in yüzünde tebessümden eser kalmamıştı. Batıya, dünkü kurtarıcılarına dişlerini gösteriyordu. Almanya'nın ortası diyebileceğimiz Berlin'in 80 kilometre kadar yakınında bulunan bölge yani Oder ırmağının akışının doğusundaki yerlerin kendi nüfus bölgesi olmasıyla yetinmiyor, Mayın ırmağına kadar olan bütün Almanya'yı istiyordu. Bununla da yetinmeyerek, Doğu ve Orta Avrupa'nın kendi nüfuz bölgesi olmasında ısrar ediyor, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, hatta Yunanistan'ın bile kendi idari sistemine bağlanmasında direniyordu. Avrupa'daki bu isteklerinin dişında Afrika'da nüfuz bölgesi istemekle birlikte, Güney Amerika'ya kadar istekleri uzanıyordu. Amerikalılar ve İngilizler şaşkına dönmüşlerdi. Rusların isteklerinin sonu gelmiyordu. Rusların istekleri, Hitlerin isteklerini aşıyordu. Hitler, Polonya'ya saldırdığı zaman eğer İngilizlerle Fransızlar Almanya'ya harp ilan etmeselerdi, 1938 senesinde Chamberlain ile Münih'teki görüşmeleri sırasında İngilizlerin gösterdikleri istikamette Rusya'ya savaş açacak ve Fransa ile birlikte diğer Avrupa devletleri Alman işgali altına girmeyecekti. Almanya, Afrika ve Güney Amerika'da sömürge talebinde bulunmayacaktı. Almanlar'ın üç ay içerisinde Moskova varoşlarına vardığı zaman kendileri yardım için Amerikalılarla İngilizlerin ayaklarına kapanmış olan Rusya, Stalin'in Kremlin'i, müttefiklerinden nerede ise bütün Avrupa'yı istemekle kalmıyor, Afrika ve Güney Amerika'da bile toprak istiyordu. Hatta İngiliz ve Amerikalılardan istediği dışında Asya'da Sahalin Adasını işgal etmekle kalmamış, Kuril Adalarını bile işgal ederek, nerede ise Japonya'nın merkezine kadar girmek arzusunda olduğunu gösteriyordu. Rusların sınır bilmez bu istekleri, hatta nerede ise tehdide karar veren tutumları İngiliz ve Amerikalıları uyarmış gibiydi. Doğu Avrupa devletleri Polonya, Macaristan, Çekoslavakya, güneye doğru Romanya ve Bulgaristan Rus idaresine geçmiş durumdaydı. Yugoslavya da ilk zamanlarda Rus idaresine girmişti. Yunanistan'da komünistlerle İngiliz taraftarları arasında kıyasıya savaş gidiyordu. Fransa'da yapılan seçimlerde komünistler çoğunlukla seçimi kazanmışlardı. İtalyan sokaklarında: "- Bundiera Rossa, Faciame Revolutia" -yani "Kızıl bayrakla devrim yapalım" şarkıları her tarafta en etkili müzik güftesi gibi Amerikalıları hayret içinde bırakmıştı. Kızıl ordunun işgal etmiş olduğu bölgelerin dışındaki devletlerin insanları açıktan açığa komünistliği ve Stalin'i istiyorlardı. İngiltere de dehşet içinde kalmıştı. Dünyanın en milliyetçi milleti olan ve beş kıtayı İngiltere'ye bağlamış olan İngiliz münevverleri içinde de Rusya'ya hak verenler ve Rus taleplerine olumlu bakanlar boy göstermeye başlamıştı. Hatta birçok İngiliz münevveri o günlerin gazetelerinde şunu yazıyorlardı: "Dünyanın beş kıtasının büyük çoğunluğunu biz elimizde tuttuğumuz gibi, Rusların da kendilerine pay istemeye hakları vardır." Vatan ve devletine bağlılıkta dünyada benzeri bulunmayan, siyasi düşüncesi ne olursa olsun, İngiliz menfaatı söz konusu olduğu zaman birlik içine giren, hatta dünyada Anayasası bulunmayan, İngiliz menfaati kendileri için değişmez Anayasa olan İngiliz milleti içinde de Rusya'ya karşı sempati gösterenlerin bulunması İngiliz devlet adamlarını düşündürmeye başlamıştı. Hannover şehrine veyahut ikiyüz kilometre kadar Berlin'in batısındaki Almanya'yı işgali altına almış olan, Polonya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Çekoslavakya ve Baltık memleketlerini işgali altında bulunduran, Yugoslavya'yı komünistleştiren Kremlin'in daha fazla taleplerde bulunması, Amerika'yı da dehşetler içinde bırakmıştı. Zira, Amerika homojen veya mütecanis bir millet yapısına sahip değildi. Bir zamanlar Kızıl derililerin vatanı olan Amerika kıtası Kolombia'dan sonra başta İspanyollar daha sonra da İngilizlerin işgâline uğramış ve Avrupa ile Asyanın çeşitli dil, kültür ve ırkı vasıflarını taşıyan milletleri Amerika'ya göç ederek İngiliz dil egemenliğiyle Amerikaya hakim olmaya başlamış ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kurmuşlardı. Amerika'nın devlet dili İngilizce olmasına karşılık aile dilleri İngilizce olmayan yüz milyonun üzerinde çeşitli milletler vardı. Bu milletlerden yetişmiş olan münevverler kendi soyundan olanların İngilizleşmesini, milli dil ve kültüründen çıkmasını istemediğinden Rusların, her milletin diline, kültürüne serbesti propagandasına inanarak Amerika'da kendi dillerinde okullar açılmasını, yayın yapılmasını istemekteydiler. Bu zümreden olanlar Amerika kıtasına komünistliği soktukları, hatta çeşitli ırk ve dil gurubundan olan bu milletlerin münevverleri İngiliz dil kültürüne karşı birliğe toplandıkları takdirde Amerika'nın bölünüp parçalanması meydana gelebilirdi.
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.