Yakın tarihte yaşanmış, Mark’ın olduğu yılların Almanya’sındaki Türk işçisinin umut,acı,emek,hayal,gurbet, sıla,zaman zaman mutlu hikâyesi etkileyici ve sürükleyici bir biçimde anlatılmış.1961 yılında umutla başlayan ve vardığı noktada nice yaşanmışlıkla dolu bu hikâye her yönüyle incelenmiş. Savaş sonrası kalkınmaya çalışan Almanya’nın erkek nüfusunun eksikliğini Türkiye ve diğer ülkelerden Almanya’ya giden erkek işçiler üstlenmişlerdir.Doğduğu ama doymadığı topraklardan kopup hiç bilmedikleri bir yere giden insanların acı,umutlu,mutluluk ve mutsuzluk dolu yaşanmışlıkları olmaz mı?Ya da gittikleri ülkenin değişen siyaseti ve ekonomisinin etkisiyle gittikleri ülkenin insanlarının yaşanmışlıkları olmaz mı?Olur elbet.11. Peron,1961 yılında Türkiye Almanya arasında yapılan işçi anlaşmasıyla başlayan birinci bölümünden 1983- 1984 tarihlerinde çoğu insanın evine dönmesiyle son bulan 6. Bölümüne kadar,yakın tarihte yaşanan gurbet,umut,uyum sağlama ve sağlayamama,yaşanan acı olaylar,süreçte yaşanan problemler,sıla,horgörülme hikâyelerini belgelerle,roman tadında ve fotoğraflarla anlatıyor.Kitapta yer yer İbrahim,Zehra’nın ve onların çocukları Hasan’ın hikâyesi yer alırken birçok kişinin ve 1961 yılında başlayan koskoca bir dönemin hikâyesi yer alıyor. 1.ve2.Bölüm ailelerini yanlarına almadan,erkeklerin sadece 2 yıllığına konuk işçi sıfatıyla gitmelerini,vedaları, yolculukları,kabul sürecindeki prosedürleri işler.09 12’de bando ve çiçeklerle karşılanan ilk trenin yolcuları arasında İbrahim’e çiçek verilir ve herkes çalışacağı şehre sevk edilir.Salı ve cumartesi günleri 14 30’da Sirkeci’den kalkan tren artık Münih 11.peronda defalarca durur.Almanya’nın kadın işçileri de kabul etmesiyle Anadolu’dan akın akın bir umut insanlar gelir.İlk zamanlarda aksayan birçok şey vardır,bayram namazı katedralde kılınır,işçiler onlara ayrılan baraka,tren vagonlarında kalır.Türk işçileri yerli işçilerden daha az maaş alır.İşçilerin adı “konuk işçidir”,Berlin Duvarı’nın inşasının başladığı zamanlardır. Ekonomi de,gözlerden uzak olan işçilerden halk da,fabrika ve iş sahipleri de durumdan mutludur.“Türk milleti çalışkandır. “ 3.Bölüm memlekette tatil izinlerini kullanacak işçilerin hislerini,iki yıllık çalışma sırının kaldırılmasını,işçilerin kalıp kalmama kararını, ailelerini yanlarına alabileceklerini işlerken 4. Bölüm ve 5. Bölüm 73 krizini ve bu krizin Almanya’ ya yansımasını,Amanya’nın ise bu krizin bir ayağını Türk işçilere bağlamasını işler.Bu bölümlerde Almanya’da doğan,ya da Almanya’ya küçük yaşta sonradan getirilen çocukların psikolojileri, eğitim sorunları yer alır.Türkler şehirlere inmiştir,mahalleleri vardır, dükkânları vardır, Almanların genel olarak konuk işçiye bakış açısı değişir.Kendini doğuran göçmen mahalleleri ,kendi kültürlerini şehre yansıtmaları konuk işçilere yabancı dedirtir. 73 kriziyle beraber işten çıkarılmalar başlar.İzne memleketine giden Türkler biraz daha vatanlarında kalabilmek için sahte doktor raporu alırlar ve olay anlaşılınca toplu işten çıkarmalar sonucu Ford grevi başlar.Bu olay gergin olan Almanları daha çok gerer.İşçi alımının durdurulmasıyla turist ve kaçak işçi artışını ve acı yaşanmışlıkların olduğu yılları anlatır.6.Bölüm ise “Nasılsa geri döneceğiz, katlanırız”diyenlerin katlanamadıkları olayları yansıtır.Yabancı düşmanlığı cinayetlere kadar varır. Dönüşlerin başlamasıylave kalanların devam edecek olan hikâyeleriyle bu belgesel niteliğindeki kitap Diaspora sözlüğü ile son bulur. İki yaşanmışlık vardı ki okurken gözyaşımı tutamadım.Şair Semra Ertan’ın hikâyesi ve Doğu ile Batı arasında kalan bir çocuğun ölümü...

11. PeronGökhan Duman · Vadi Yayınları · 2018366 okunma

·

96 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

hernevikitap