Gönderi

Gülüşlerimiz nasıl da söndü galadan sonra sokağa atılan çiçekler gibi Ve şimdi: iki kere iki. Kırdım, evet, seni. Ama kırmıştın beni Hadi sadece kırılmıştım diyerek önleyeyim herhangi bir eleştiriyi Kalbim, Kalbim! Söyle şimdi ne yapacağım ben bu kalbi? Ne yaparım söyle daha da derine düşerse yaram Ben sana rasladığım günlerde, hangi günlerdi onlar Tuhaf şey bir günde değişiyor kişi Senden öncesi öyle uzak ki anılar bile yok sanki Geldin masaya oturdun ve hayatımı böldün bir milât gibi Ve tavukçudaki hırslı Roma Valisi Yani Pontus Pilatus birlikte kurduğumuz İsa’ları çarmıha gerdi Ve sen üç satır atladın neden atladın Tek bir kuş tek bir şapka tek bir çorap onaylamayacak bunu Tek bir çiçek anlayamayacak Şu zambakgillerin akıl almaz işlerini Tek bir insan anlayamayacak Fazıl’ı: İçi boşalmağa yüz tutmuş o şiir tankerini. Ve Tahsin: Onu bir duygu taşaronu olarak ananlar olacaktır Operada Cinayet imgesine uygun işler yaptı bu ikisi Bense sessizce ayrılıp gittim yarasını kuliste saran bir soytarı gibi Tavukçu benim için artık tavşanın suyunun suyu gibi Sana gelince, ah sen yok musun sen Bir daha raslar mıyım sana Günlerin ne getireceği bilinmez ki Ben bu şiiri yazdım barok biçimi Her gün bir şiir yazacağım sana. Takvim olsun bu: aşkımın takvimi İşte sana sayfaların ilki
·
210 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.