Yaşımı bilmiyorum
Ben yaşadıklarımı sayarım
Ama o gün çok gençtim biliyorum
Sabah sıcaktı
tazeydi ekmek gibi
Dallarımdan kuşlar gitti
Sonra serçe gibi gülen kızlar gelip
yamacıma tünedi
Ben insanları bilmem
Dokunuşları bilirim her türlü
O sabah yolcularının
çok gençti dokunuşları
Sırtlarında efil efil rüzgarlar vardı
Dallarıma değen elleri
bana çok dürüst geldi
Yaşamın her zerresini seviyor belli ki
plansız dokunuşları
Parmakları gövdemin
çatlaklarına sızıyor
şevkatli su misali
Biri şiir okuyor
Şiir bana dokunuyor
Seslerin dokunuşunu da bilirim çünkü
Kimisi içten gelir
kimisi kuru gürültü
Bazıları sağır eder kulakları
hiç duymak istemezsiniz bunu
Sabahın ardından o kuşluk vakti
benim duyduğum gibi
Gövdemde parçalandı
sinsi düşmanlıkların şarapnelleri
Aklımdan silindi
boşa geçmiş hayatların
sesi, dokunuşları
Sadece otuz üç can
köklerimden özsuyuma karıştı
Kırmızı fularları onların
dallarıma takılı kaldı