Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Nereden geldim? Nereye gidiyorum?
Bütün bu yolculuğun anlamı ne? "Yılanbalığının yolu, sırlarla dolu bir hayvanın ve arayışla geçen bir yaşamın birbirine dolanarak oluşturdukları çarpıcı, büyüleyici bir masal" kitabın arka kapak yazısından aldığım bu satırlar kitap için ön fikir veriyor. Bu kitabı takip ettiğim bir doğaseverin önerisi ile inceleyip almıştım, iyi ki de almışım; çok beğendim. Domingo Yayınları'nın kitap kapağı tasarımlarını çok beğendiğimi daha önce söyledim mi? Söylemediysem kendi kendimle konuşmuşumdur yine. Kitabın kadifemsi bir kapağı var, dışındaki illüstrasyonu görünce de acaba içinde de var mıdır diye bir düşünmüştüm ama yok. Olsun kitaba bir bütün olarak bayıldım. Meslekten arkadaşlara gönderip sırf kapağı için bile alabilirsiniz dedim hatta. :D Ewa Wilsson'ın emeğine sağlık, çeviri için Ayşegül Çetin'e ve bu değerli kitabı Türkçeye kazandırdığı için Domingo'ya. Patrik Svensson'ın 2019'da yayınlanan kitabı, İsveç’te prestijli August Ödülü’nü kazandıktan sonra 34 dile çevrilmiş. Otobiyografik öğeler içeren bilim türünde bir kitap. Yazar, 18 başlık altında yer yer kendi hayatıyla Yılanbalığı'nın hayatının kesiştiği noktalara değinirken, bir bakıyorsunuz Aristoteles sahnede, sonra Freud, Rachel Carson. Bu bölümlerin okumaları ayrı keyif verici. Her şey bağlantılanmış, bölümler arası geçişler yormuyor, akıcı. İnsanı kendi hayatındaki bilinmezlikler için düşünmeye de sevk ediyor; bilimsel açıdan incelemeler de yapıyor. Yılanbalığı'nın yaşam döngüsünü aşama aşama veriyor yazar kitabın ilk sayfalarında. Bunlar toplamda dört aşamadan oluşuyor ve merak edenler için bu şöyle: #182055708 #182056095 #182058452 #182059235 Üreme organlarının gelişim süreci yolda oluşuyor. Yılanbalığı yola çıktığında üremeye karar vermiş oluyor ve vücudu yol boyunca başkalaşım geçiriyor. Her satırı altı çizilecek türden bilgiler var. Müthiş! Kitap boyunca onların doğum ve üreme serüvenleri, yolculukları, geçirdikleri biyolojik değişim evreleri, Sargasso Denizi'ne ettikleri yolculuk, onları araştıran onlarca bilim insanı ve onlarca yıl karşılıksız kalan emekler, sonuç olarak yılanbalığı sırlarla dolu. O ise; ne yaptığını çok iyi biliyor ya da hakkındaki bilinmezlik bize bunu düşündürüyor. Biz diğer canlılar içinde bu konu düşündürücü. Bizler, neyi ne için yaptığımızı, doğuracağı sonuçları anlayarak hareket ettiğimizi düşünüyor muyuz? Sanmıyorum.. İnanmak istediğimiz kendi doğrularımız dururken... Aristoteles'in de başına gelmişti bu... O da kendi doğrularına inanmayı seçti ve Yılanbalığı konusunu da: "Denizin dibindeki çökeltilerin arasından birdenbire beliriverir, adeta yoktan var olurlar. Bir başka deyişle, yılanbalıklarını yaratan şey, çiftleşen başka yılanbalıkları, üreme organlarının birlikteliği ve yumurtanın döllenmesi değildir." diyerek kapattı. Ona göre; Yılanbalığı çamurdan doğmuştu. Aristoteles'in Yılanbalığı ile alakalı bilim dışı hiçbir kanıta dayanmayan bu tarz bir iddiası vardı. Atinalı Sokrates ile Platon'dan sonra Yunan felsefesinin en büyük filozofu Makedonyalı Aristoteles’tir. Platon'un hayata veda etmeye hazırlandığı günlerde birbirlerinin görüşlerine oldukça ters düşmelerine rağmen Felsefenin zihninde bu hakikat hiç değişmedi. Çünkü hem Platon hem de Aristoteles Yunan düşüncesinin kendilerinden sonra akacağı mecrayı belirleyen filozoflardı. Aristoteles’in Yılanbalığına ilgisi, onun en büyük zevkinin zooloji, astronomi ve meteoroloji gibi konulara olan tutkusu olmasından gelir. İflah olmaz bir koleksiyoncu olduğu söylenir kitaplarda. Onun görüşü başka konularda çok farklıdır. Yaşama dair her türlü çalışmanın gözleme/deneye dayalı ve sistematik olmasını savunur. Önce bir şeyin var olduğunun ortaya konulması sonra o şeyin ne olduğu sorusunun sorulması, o şeyin de ne olduğuyla alakalı tüm gerçekler ortaya konulduktan sonra metafizik neden sorusuna sıra gelmelidir. Aristoteles'ten bu yana dünyayı anlamak yolundaki bilimsel çabaların çoğu bu bakış açısını temel almıştır. Kendisi bilimsel bilgiye erişmenin yollarını gösteren bir kitap dahi yazmıştır. Ama görülüyor ki; yılanbalığı bir istisna oluşturmuş ve onun bu konuda saçmalık denebilecek bilimle yakından uzaktan alakası olmayan safsatalar yaratmasına sebep olmuştur. Bir sonuca ulaşamadığını söylemenin neden zor geldiğini bilemiyoruz. Freud bunu yapmıştı… Uzmanlık alanı deniz canlıları olan Carl Claus (ateşli bir Darwin savunucusu) Viyana Üniversitesi'ndeki genç öğrencilerinden birini Trieste'deki araştırma istasyonunda görevlendirmeye karar verir. Böylelikle bir elinde neşter diğerinde yılanbalığı ile kendini laboratuvarda bulan kişi Freud'dan başkası değildir. Sigmund Freud, Yılanbalığı ile alakalı hummalı bir araştırmaya giriştiğinde henüz 19 yaşında idi. O da Yılanbalığı’nın sırlarla dolu dünyasında aradığı sonuca ulaşamadı; niceleri gibi. Laboratuvarda çalıştığı zamanlarda arkadaşına yazdığı bir mektubunda şöyle der: #182121558 Bu serüven Freud'a yepyeni bir kapı açmış olmalı, psikanalizin babası olma yolunu. Bilimsel araştırma yaparken sabrın ve sistematik gözlemlerin önemi hakkında epeyce şey öğrenmiştir, yılanbalığını incelerken bazı gerçeklerin ne kadar derinlerde gizlenebildiğine dair bir kavrayış edinmiş olsa gerek. Bu Freud'un ilk bilimsel deneyiydi ve bir yılın sonunda yazdığı raporda başarısız olduğunu itiraf ediyordu. Yaşadığı bu yenilgi kaderini tayin etmiş olabilir. Yılanbalığının Yolu, ona kendi yolunu açtı... Kitap boyunca Yılanbalığı sorusu devam ediyor, bilimsel veriye ulaşanlar, onun peşinde okyanuslarda dolaşanlar bir maceradır gidiyor. Yazarın kendi maceraları, kimi anıları ve düşünceleri de farklı bölümler olarak aktarılmış. Herkesin kendi içine dönebileceği türden bir kitap olmuş. Bir de; bilimsel veri üretmenin zorluğunu göstermek açısından da güzel bir örnek teşkil etmiş. Bir yılanbalığı'nın sizin hayatınıza dokunmadığını düşünüyor olabilirsiniz; öyle olmadığını gösteriyor bize. Hikayelerimiz nerede başlıyor ve nerede bitiyor? Köklerimiz nereden geliyor, bizi var eden şey nedir? - İstesek de istemesek de kökenimiz bizi etkiler ve nereden geldiğini bilmeyen biri hep biraz kayıptır. Nereden geldiğini bilmiyorsan nereye gittiğini bildiğini nasıl iddia edebilirsin? Bunların hepsi düşündürücü bazıları cevaplanamayan sorular. Yılanbalığı Yolu ile yollarımız tam da burada kesişiyor... Ve Darwin çıkagelir... #182441295 Deniz gider... İyi kitaplar okumanız dileğiyle…
Yılanbalığının Yolu
Yılanbalığının YoluPatrik Svensson · Domingo Yayınevi · 202157 okunma
·
297 görüntüleme
Yüksel Yüksel okurunun profil resmi
Ursula K.Le Guin'in " Karanlığın Sol Eli " adlı kitabını bilir misiniz ?. Bir gezegen düşünün insanları Cinsiyetsiz.. sadece ara ara çiftleşme dönemleri oluyor ve bu dönemde bazen erkek bazen kadın oluyorlar.. Bir anne bir bakmışsın bir baba oluyor.. Yilanbalıkları da mı böyle acaba.. yahut bizlerde mi böyle olsaydık.. 7×24 cinsel aktiflikle yüklü olmasamıydık.. !!!???
Deniz A. Şatır okurunun profil resmi
Okuma listemde sadece
Mülksüzler
Mülksüzler
kitabı varmış; daha önce hiç denk gelmediğim bir kitap ama konusu bayağı ütopik. Bana hepimizde az ya da çok var olan ırkçılığımızı düşündürdü. Onun olmadığı bir dünyada tüm bu diğerleri; savaşlar, hırslar, cinsel üstünlük olguları olmazdı belki. Yılanbalığı'nın çift cinsiyetli olabilmesi konusu da kitap içeriğinde yer bulmuş; ama bir yere bağlanamamış bilimsel olarak.
Karanlığın Sol Eli
Karanlığın Sol Eli
kitabını öneri olarak kabul ediyor ve okuma listeme ekliyorum. Teşekkürler
Yüksel Yüksel
Yüksel Yüksel
🙏🏻😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.