Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

143 syf.
·
Puan vermedi
İncelemeyi kitabı okurken yazdım o yüzden biraz bölük pörçük olabilir. Zaten ilk 50 sayfasına kadar neredeyse hiç kitaba giremedim. Gerek masalsı dili gerekse konusu itibariyle baya zorlandım. Çünkü aklımdaki masal konseptine ters bir şey anlatılıyordu ve bu tür hikayeleri sevmiyordum. Her neyse notlarımdan; --- `spoiler` --- Trintazın kadınları gazlayıp bir daha ortalarda gözükmemesi ve sonrasında Çöp bakkalın karısıyla olan kısımları ilgimi çekti. Karısının direnişi ve adamın köylü hayvanlığının galip gelmesi ardından da eşini evin içinde 100 tur artırması nedense hoşuma gitti. Belki de anladığım tek yer olabilir. Ardından naylon Mustafa karakteri girdi ve çöp Mustafayla birlikte o kapı senin bu cami benim kavgasına tutuştular. Konu ne ara buraya geldi anlamadım. Bu kitabı sevmeme sebeplerimden en büyüğü sanırım olayların hızlı değişmesi ve karakterlerin çokluğu oldu. Ama en büyüğü muhtemelen dilidir. Aslında masal dilini çok severim ama masal diliyle masal anlatılırsa. Bu kısımdan sonra devam eden bölümde muhtarlık yarışı içerisindeki ciğerci çöp bakkal ve naylon Mustafa’dan bahsedildi. Ciğercinin herkese beybörek ve keloğlan masalları anlatan analitik düşünceli meraklı sorgulayan bir yapısının olduğunu aynı zamanda da stadyum girişinde ciğer ekmek satan bununla birlikte gazete okumayı çok seven biri olduğunu öğrendik. Muhtarlık yarışını halkın istediklerini kulak verip onları çok iyi okuyan çakal bakkal önde götürüyordu. Ciğerci her ne kadar meraktan sorulardan felsefeden bahsetse de kar etmiyordu. Ciğerci cemal hikâyeleriyle ve bilgisiyle çöp bakkalı yenmeye çalıştıysa da strateji yanlışlığı onu taktik hataya götürdü. Karısıyla birbirlerine karşı kavgalarda etseler ne kadar sevgi dolu olduklarını söylüyordu ki köylü ayaklandı. Kavga edenden hayır gelmez dedi. Ve çöp bakkalı muhtar seçti. Sonra kürt cemal geldi. Gecekondu mahallesinin silahlı gücü. Muhtarla anlaşarak halkı punduna getirip hazine arazisini imara açtırıp müteahhitliğe başladı. İşçilere evler sattı. Zengin oldu. Passat aldı. Fabrikatör bay izakın işçileri sömürmesi. Hınık alhas da bir sonraki ünlü kişimiz oldu. Hikayeleriyle ve bilgiçliğiyle romanlar konusunda çiçektepe halkını bilgilendiren ve onların gözünü açan kişi oldu. Kitabı okurken çiçektepenin çeliktepe olduğunu düşündüm. Çok kötü bir yerken sanayi ve fabrikalar kurulmuş insanlar günden günde daha iyi bir yaşama kavuşmuştu. Muhtemelen hikayenin sonuna doğru çiçektepeye zengin insanlar ev yapacak. Eğer öyle olursa çözdüm demektir. Olayı çözememişim kitabın sonuna doğru gecekondu bölgesi hala gecekondu bölgesiydi. Bu hikayeyi herkesin beğenmesini açıkcası anlamadım. Bu insanların hikayelerini allayıp pullayan insanlar, gerçek hayatta nefret ediyorlar. Hatta buradaki insanları görseler yollarını değiştirirler. Bu türden mahallelere uğramazlar bile. Ama pisliğin edebiyatı yapılınca sanki her şey daha romantize daha sepya görür. Bu kitapta anlatılanlar her gün sokakta gördüğünüz kağıt işçileri. Zeytinburnunun filan arka sokakları. Kaçınız burada kitap hakkında yazdığınız olumlamaları o insanların yüzüne karşı da yapabilirsiniz. Bir karikatür vardı bulamadım şimdi. Cihangir solcusu bir arkadaş, kağıt işçisine şey diyordu: Seni takdir ediyorum hem dünyayı daha bir yer haline getirip geri dönüşüm yapıyorsun hem de sporunu yapıyorsun gibisinden. Kitabın adındaki berci kristinin anlamını da kitabın sonunda çözüyoruz. Meğer kristin o gecekondu bölgesinde seks işçiliği yapmaya başlayan adı çıkan bir kadına taktıkları isimmiş. Berci de çöpçü demekmiş. Yani Çöpcü aşüfte filan gibi düşünmek lazım Gerçekler maalesef çok daha acımasız. --- `spoiler` ---
Berci Kristin Çöp Masalları
Berci Kristin Çöp MasallarıLatife Tekin · İletişim Yayınları · 20121,724 okunma
·
222 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.