Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

496 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kendisini 'Buz Prenses ' ve 'Vaiz' kitaplarıyla tanıdığım yazar  bu defa serinin yedinci kitabı 'Hayalet Adası' ile okuma listemde yerini aldı. İsveçli suç yazarı Camilla Läckberg ; İskandinav polisiye tarzında yazdığı kitaplarıyla diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de  Türkçeye çevrilen kitapları okurun beğenisini kazandığını gösteriyor. Yazarın kitaplarında yer alan  başkarekterlerin yanı sıra yan karekterlere de kitabında geniş yer veren Läckberg, mini bir ordudan oluşan karekterleriyle okuru sıkmadan kitapta ki ortamı samimi bir şekilde sunabiliyor. Öyle ki  Fjällbacka'ta doğup büyüyen kasabalıdan biri gibi okur da Dedektif Patrik, sevgili eşi Erica ve ekibin diğer üyeleriyle kitapta ki serüven boyunca  bir oraya bir buraya koşturmacanın içinde kendini bulabiliyor. Yazar yalnız bu kitabında ilk kızından sonra ikiz bebeklere sahip olan Erica'yı fazla yormak istememiş olsa gerek ki  bu defa olayların içinde değilde biraz kıyısında tutmuş.Daha önce okuduğum diğer iki eserde asıl roman karakteri Erica Falck'ı başarılı bir biyografi yazarı olarak tanımıştık. Fakat bu son okuduğum eserde Erica'yla beraber kızını okula bıraktıktan sonra ikizlerini taşıdığı bebek arabasında yaptığı zorlu manevralarda az da olsa adrenalin yaşamaya çalıştım.Onun dışında bende diğer karekterlere yöneleyim hep Erica hep Erica olmaz ama değil mi dedim. Kitapta yazar, bir cinayeti konu ettiği eserine  bir de hayalet adasının son mirasçısı kasabanın bir zamanlar alımlı, gizemli kızını küçük oğluyla beraber ara ara kendilerine eşlik edecek olan adada ki hayaletlerin yanında bir süre misafir eder. Bir taraftan Dedektif Patrik ve ekip arkadaşlarının çok çok sakin bir şekilde cinayeti soruşturdukları süreci anlattığı satırlara her bir karekterin hayatına değindiği mahrem konuları da dahil ederken bir taraftanda başka bir şehirde başka bir cinayeti soruşturan Dedektif tayfasını da Fjällbacka getirerek O-O-O-O-O :) kafanız karışmadı demi? Yok yok yazar o kadar ustaca bir dille kalemini konuşturmuş ki ; -"Bu kim? "   -"Bu kimdi?" demiyorsunuz. Velhasıl cinayet kalabalık bir dedektif ekibinin işbirliği ile çözülüyor.Bu arada Erica ikizleri dışında ucundan da olsa son dakika olaylara burnunu sokmaya karar verince ne okur ne de eşi Patrik tabii ki buna şaşırtmıyor. # spoiler . . . . . Hikâyede  okuru cezbeden hayalet meselesi ne iş derseniz ; 1870- 1875 yılları arasında  Gråskär eski adıyla hayalet adasında yer alan deniz fenerinde yaşayan Emelie, Karl, Julian ve küçük Gustav 'a kitapta belirli aralıklarla yer verdiği satırlarda gizli. Bence kitapta okurun daha fazla merak içinde okuduğu bu bölümler kitaba daha fazla katkı sağlamış. Yüreğim Emelie ve oğlu için bir süre acıyacağını bilerek maalesef kitabı bitirdim. Bence kadro epey bir kalabalık olsa da Camilla Läckberg iyi iş çıkarmış keşke Erica'yla biraz daha fazla vakit geçirebilseydim diyerek kitabı umarım anlatabilmişimdir. Bir de yazarın dikkatleri çekmek istediği bir konudan bahsetmeden yorumu bitirmek elbette hem kitaba hem de yazara haksızlık olacağından 'Kadın ve Şiddet ' cinayete dahil edilerek bir şekilde dile getirilmiş. Dünyanın hemen hemen her ükesinde,  kadınların ve çocukların maruz kaldığı taciz, şiddet vakalarının önüne geçebilmek ve onlara yardım edebilmek amacıyla geliştirilmiş olan dernek çalışanların dilinden olayın geldiği noktayı maalesef kitapta bir kez daha görüyoruz. Bu  arada serinin hangi kitabından başlayıp okuyor olduğunuz farketmiyor çünkü yazar bu işi o kadar ustaca ele alıyor ki kitap sanki uzun süredir görüşemediğiniz bir arkadaş grubunun davetinde kaldığınız yerden devam ediyor havasında.
Hayalet Adası
Hayalet Adası
Camilla Läckberg
Camilla Läckberg
Hayalet Adası
Hayalet AdasıCamilla Läckberg · Doğan Kitap Yayınları · 202099 okunma
·
148 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.